41,9599$% 0,31
48,8833€% 0,52
5.388,57%0,50
9.245,00%0,42
36.866,00%0,41
10.853,43%-0,81
02:00
Marmara Denizi, doğal yapısı itibarıyla yarı kapalı bir deniz olup, iki dar boğaz yoluyla Karadeniz ve Ege Denizi’ne bağlanmaktadır. Bu konum, bölgenin ulaşım ve ekosistem açısından kritik bir noktada yer almasını sağlar. Çevresi, Türkiye’nin en kalabalık şehirleri ve yoğun sanayi alanları ile çevrilidir; her gün milyonlarca insanın evsel ve endüstriyel atıkları Marmara’ya ulaşmaktadır.
WWF-Türkiye’nin Doğal Hayatı Koruma Vakfı’ndan Kıkırdaklı Balıklar Danışmanı Dr. Hakan Kabasakal, bu sorunların kaynağını ve boyutlarını detaylı biçimde şöyle açıkladı:

Endüstriyel gelişmeler ve kentleşme: Marmara kıyılarında özellikle İzmit Körfezi bölgesinde yoğun bir sanayileşme ve yapılaşma söz konusudur. Bu durum, bölgenin ekolojik dengesini olumsuz yönde etkiliyor.
Arazi ve tarım kaynaklı kirleticiler: Tarım alanlarından ve çevresinden gelen tarım ilacı ve gübre içeren sular, nehirler vasıtasıyla Marmara’ya karışmakta ve deniz ekosistemini tehdit etmektedir.
Nehir ve akarsu deşarjları: Karadeniz’den gelen ve endüstriyel ile tarımsal atıklar taşıyan nehirler, Marmara’nın kirlilik seviyesini artırmaktadır. Tüm bunlar antropojenik (insan kaynaklı) kirleticilerin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2021 verilerine göre, ülke nüfusunun yaklaşık %28’i, yani yaklaşık 24 milyon insan, Marmara kıyılarında yaşamaktadır. Bu yoğun nüfus ve gelişmiş sanayi, su ve enerji tüketimini artırmakta, buna bağlı olarak artan atık miktarları ekosistemi olumsuz etkilemektedir.
2022’de yayımlanan Şehir ve Toplum dergisinde yer alan bir makale, her gün yaklaşık 5,5 milyon m3 atık suyun Marmara’ya boşaltıldığını rapor etmektedir. Bu durum, bölgedeki kirliliğin 40 yıldır sürdüğünü ve deniz dip sularında hipoksi (yani, bir litre deniz suyunda 2 mg’dan az oksijen bulunması) sorununu derinleştirdiğini göstermektedir.

Doğu Marmara’da, deniz tabanının en fazla 200 metre derinlikte olduğu kıta sahanlığı bölgesinde oksijen seviyeleri ciddi anlamda düşük seviyelere inmiş durumda. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü tarafından yürütülen projeler kapsamında, Marmara’nın yüzeyden yaklaşık 1390 metre derinliklere kadar olan bölgeleri sürekli izlenmektedir. Son ölçümler, bazı alanlarda oksijenin sıfıra yakın veya anoksik hale geldiğini ortaya koymaktadır. Özellikle 2024 Şubat ayında, doğu Marmara’da anoksik koşulların yaklaşık 375 metre derinliğe kadar indiği tespit edilmiştir.

Dr. Hakan Kabasakal, Marmara Denizi’nde günümüzde 25’i demersal (dipte veya yakınında yaşayan) ve 1’i pelajik (yüzey ve orta sularda yaşayan) olmak üzere toplam 26 tür kıkırdak balık türü olduğunu belirtiyor. Bu türlerin bilimsel isimleri arasında Hexanchus griseus, Galeus melastomus, Scyliorhinus canicula, Mustelus asterias, Squalus acanthias ve Alopias vulpinus gibi önemli örnekler yer alıyor.

Ancak, dip sularında oksijen koşulları giderek kötüleşirken, bu türlerin sayısı 11’e kadar gerilemiştir. Bu da, deniz ortamındaki kirliliğin ve oksijensizlik koşullarının kıkırdak balıklarının yaşamını ciddi biçimde tehdit ettiğinin göstergesidir.
Son üç yıl boyunca yapılan araştırmalar, özellikle doğu Marmara kıyılarında kıkırdak balıklarının 11 türe kadar azaldığını ortaya koymuştur: Galeus melastomus, Scyliorhinus canicula, Mustelus mustelus, Oxynotus centrina, Squalus acanthias, Squalus blainville, Raja clavata, Raja miraletus, Dasyatis pastinaca, Dasyatis tortonesei ve Myliobatis aquila. Bu azalma, oksijen seviyelerindeki düşüş ve deniz ortamının yaşam alanlarının daralmasıyla doğrudan ilişkilidir.

Genellikle 1000 metre derinliklerde yaşayan, doğu Marmara kıyılarında ise 200 metre civarında rastlanan Centrophorus uyato ve Echinorhinus brucus türleri, normalde derin denizlerde bulunan türlerdir. Ancak 2022 sonrası bu türlere rastlanmaması, bölgede ekolojik dengenin bozulduğunun önemli göstergeleridir.
En sık görülen ve sayıca fazla olan türler ise Mustelus mustelus, Squalus acanthias, Squalus blainville, Raja clavata ve Myliobatis aquila olarak sıralanabilir. Özellikle 2019-2022 yılları arasında, doğu Marmara kıyılarındaki nüfusların zirve yaptığı gözlemlenmiştir. Bu durumu, oksijensizleşme sonucu yaşam alanlarının dikey olarak daralmasına bağlıyoruz ve bu duruma “yaşam alanının dikey daralması” adını veriyoruz.
Geçmişte Marmara’da bulunmuş ve önemli bir yer tutan mavi köpekbalıkları, oksijen seviyelerinin düşmesiyle birlikte bölgeden uzaklaşmışlardır. Mavi köpekbalıkları, pelajik ve tepe yırtıcı türler olarak ekosistemin sağlıklı işleyişinde kritik rol oynayan türlerdir. Bu köpekbalıklarının varlığı, ekosistemde dengeyi sağlar ve hasta veya sakat bireylerin doğal yollarla temizlenmesine yardımcı olur.
Öte yandan, büyük beyaz köpekbalığı gibi büyük yırtıcılar da, geçmişte Marmara’da sıkça gözlemlenmiş olsa da, aşırı avcılık ve kirlilik nedeniyle bölgeden çekilmiştir. Büyük beyaz köpekbalıkları, orkinos gibi büyük balıkları avlayarak ekosistemi dengede tutan önemli türlerdir. Bu yırtıcıların bölgeden uzaklaşması, orta ve alt seviyedeki balıkların ve diğer canlıların sayısında dengesizliklere neden olmaktadır.
Son 30 yılda, Marmara’nın derin katmanlarındaki çözünmüş oksijen seviyeleri, canlıların hayatta kalması için gereken seviyenin altına düşmeye devam etmektedir. Bu durum, deniz canlılarının yaşam alanlarını daraltmakta ve ekosistemin dengesini ciddi biçimde sarsmaktadır. Derin deniz köpekbalıklarının bölgede artmasıyla, ticari balıkçılık ve avlanma alışkanlıklarında da değişiklikler gözlemlenebilir.
Uzmanlar, yaklaşık altı yıl içinde atılması gereken önlemlerle, oksijen seviyelerinin normale dönebileceği ve ekolojik dengeyi yeniden sağlayabileceği öngörüsünde bulunmaktadır. Bu süreçte, antropojenik ve karasal kirletici kaynakların %40 oranında azaltılması, hipoksik koşulların sona erdirilmesine önemli katkı sağlayacaktır.
Ancak, oksijen seviyeleri eski seviyelerine dönse bile, faunal kolonizasyonun tekrar eski haline gelmesi zaman alacaktır ve bazı türlerin kaybı kalıcı olabilir. Bu nedenle, bilim insanları ve politika yapıcılar, Marmara Denizi’nin özgün ekosistemini korumak adına, özellikle tehlike altındaki türlere öncelik vererek, etkili ve sürdürülebilir önlemler geliştirmelidir. Herhangi bir iyileşme sağlanması halinde bile, deniz yaşamının eski sağlığını kazanması için en az altı yıllık bir zaman diliminin gerektiği öngörülmektedir.
Fotoğraflar: AA, iStock
Twitter (X) Çöktü Mü? Neden Açılmıyor ve Güncel Durum
1
CUMA MESAJLARI 2025 YENİ, RESİMLİ, ANLAMLI, KISA (TIKLA İNDİR) | | Cuma akşamı mesajları ve sözleri: Ayetli, anlamlı, yazılı, dualı, hadisli, hiç duyulmamış, kısa, en güzel cuma mesajlarını paylaşın… Hayırlı Cumalar!
329 kez okundu
2
Arda Edeoğlu’nun Trajik Sonu ve Hayat Hikayesi
267 kez okundu
3
Samsung Cihazlarda DNS Ayarı Nasıl Değiştirilir: Telefon, Tablet ve TV’ler İçin Kapsamlı Rehber
260 kez okundu
4
Zohran Mamdani: Hayatı, Kariyeri ve Vaatleri
257 kez okundu
5
CUMA MESAJLARI RESİMLİ 2025 YENİ, KISA, ANLAMLI (15 Ağustos cuma sözleri) | Cuma akşamı mesajları ile Hayırlı Cumalar! Sevdikleriniz için farklı, dualı, hadisli, ayetli, yazılı, anlamlı, değişik, en güzel cuma mesajları ve kutlama sözlerini tercih edin!
252 kez okundu
Fenerbahçe’den Szymanski Efsanesi İçin Fransa’ya Sürpriz Teklif
Antalya’da Cumhuriyet Bayramı Coşkusu ve Anlamlı Kutlamalar
Edirne’de Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu ve Meriç Nehri’nde Fener Alayı Etkinliği
Kars ve Çevresinde Yoğun Kar Yağışı ve Yol Durumu
Erdoğan’dan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Önemli Açıklamalar ve Ödül Takdimleri
ABD Merkez Bankası Faiz Kararını Açıklar: Detaylar ile Gelişmeler
29 Ekim Çılgın Sayısal Loto Sonuçları ve Oyun Bilgileri
Ehliyet Yenileme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Güncel Bilgiler
Juventus ve Udinese’nin Heyecan Dolu Serie A Maçı Sonuçları
27-30 Ekim Hava Durumu Detayları ve Tahminler