Jeanna Giese’nin Hayatta Kalma Hikayesi ve Kuduz Mücadelesi

Henüz 15 yaşında bir yarasa tarafından ısırılan ve kuduz teşhisi konan genç bir kız, çok tartışmalı bir yöntem ile hayatta kalmayı başardı. Tam iki hafta komada kalan genç kız dünyada aşı olmadan kuduzdan kurtulan ilk kişi olarak tarihe geçti.

Jeanna Giese'nin Kilisede Yaşadığı Olay ve Yarasa Isırığı

ABD'nin Wisconsin eyaletinde yaşayan 15 yaşındaki Jeanna Giese, normal bir pazar günü ailesiyle birlikte kiliseye gitmişti. Ancak o gün, beklenmedik bir olay onun hayatını köklü biçimde değiştirdi. Kiliseye giren yabani bir yarasa, pencerelerden kaçmaya çalışırken tahribata yol açmış ve kilisedekilerin dikkatini çekmişti. Çılgınca uçan yarasaya şapkalarıyla vurarak müdahale eden kalabalık, sonunda yarasayı yere düşürmüştü. Jeanna, yarasayı çok sevdiği ve onun zarar görmesine üzüldüğü için, iznin alınıp dışarı çıkarıldıktan sonra onu serbest bırakmak istedi. O günü şöyle anlatmıştı: “Onu dinlendirmek için mükemmel olacağını düşündüğüm bir çam ağacı buldum, ama daha yapamadan parmağıma sertçe yapıştı. Delinme izi bir iğne batmasından daha büyük değildi ama kan sızıyordu ve çok acı vericiydi.

Yarasanın dişleri, sol işaret parmağından çıkartıldıktan sonra Jeanna, eve döndü ve annesi yarayı antiseptik ile temizledi. Olayın gerçeküstü bir deneyim gibi görünmesine rağmen, aile olayların kontrolden çıkacağından hiç şüphe duymamıştı. Yaklaşık üç hafta sonra Jeanna'nın durumu ciddi anlamda kötüleşti. Bir sabah yataktan kalkamadığını fark etti; yüzü kızarmış, hareketleri zorlaşmıştı. Kontrolsüz bir şekilde kusmaya başlaması ve çift görmesiyle aile endişelendi ve onu hastaneye götürdü. Burada yapılan testler, menenjit ve Lyme Hastalığı gibi hastalıkların negatif olduğunu gösterdi; ancak durum giderek kötüleşti ve iki gün sonra aile tekrar hastaneye döndü. Doktorlar, ebeveynlere Jeanna'nın ısırıkla ilgili detayları sorduğunda, yarasa ısırığından bahsedildi. Bu gelişmeyle birlikte, Jeanna Wisconsin Çocuk Hastanesi'ne sevk edildi ve bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Rodney Willoughby ile tanıştı. Burada kuduz testi yapıldı ve sonuçlar, genç kızın ölümcül hastalığa yakalandığını gösterdi. Ancak, belirtiler ortaya çıkmadan önce uygulanması gereken ve hayat kurtaran kuduz aşısı, ne yazık ki, çoktan geç kalmıştı. Hiç kimse, kuduz virüsüyle enfekte olmuş bir kişiye aşı olmadan hayatta kalamamıştı.




Kuduz Virüsü ve Bulaşma Kaynakları

Kuduz virüsü, en çok kediler ve köpekler aracılığıyla bulaştığı bilinen bir enfeksiyondur. Ancak, yarasalardan, tilki, çakal, fare, kokarca, rakun ve yabani tavşanlar gibi diğer yırtıcı hayvanlardan da bulaşma riski söz konusudur. Bu hastalık, insanlarda ve hayvanlarda oldukça ölümcüldür ve enfekte hayvanların ısırmasıyla bulaşır. Virüs, sinir sistemi yoluyla merkezi sinirlere ulaşarak ciddi bir hastalığa neden olur.

Doktorların Umutsuzluğu ve Tedavi Çabaları

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, durumu anlatırken şunları söyledi: “Jeanna'nın durumu gerçekten çok kritik bir noktadaydı. O zamanlar kuduz hastalığı hakkında bildiklerim sınırlıydı ve ölüm oranı neredeyse %100’dü. Yapacak çok fazla bir şey yoktu, çünkü bu hastalık genellikle ölümcül olurdu.”

Jeanna'nın ailesine, ya hastanede ya da evde ölmesine izin verme seçenekleri sunuldu. Ancak, Dr. Rodney Willoughby pes etmeyi reddetti ve genç kızı komaya sokmayı önerdi. Bu yöntemle, beynin fonksiyonlarını baskılayarak bağışıklık sistemine kuduz virüsüyle savaşma fırsatı tanımak planlandı. Virüs, sinirler ve omurilik aracılığıyla beyne ulaşır ve vücudun kapanmasına yol açar; bu nedenle, doktorlar, beyne ulaşmadan önce bağışıklık sisteminin virüse karşı savaşmasını sağlama amacıyla hastayı komada tutmayı tercih ettiler. Bu radikal tedavi yöntemi, bugüne kadar sadece altı vakada denenmiş ve bunlardan sadece Jeanna’da başarılı olmuştur.

Kuduz Belirtileri ve Klinik Seyir

Kuduz hastalığının başlangıç belirtileri; halsizlik, huzursuzluk, baş ağrısı ve yüksek ateştir. Bu ilk belirtiler, genellikle birkaç gün sürebilir. Isırık veya yara bölgesinde ağrı, batma veya kaşıntı hissi de ilk dönemlerde kendini gösterir. Daha sonra, anksiyete, bilinç bulanıklığı, sinirlilik, uykusuzluk ve hayal görme gibi semptomlar ortaya çıkar. Hastalığın ilerleyen safhalarında, merkezi sinir sistemi etkilenir ve ciddi belirtiler gelişir: uykusuzluk, aşırı uyarılma, saldırganlık, tükürük salgısında artış, yutma güçlüğü ve sudan korkma gibi klinik bulgular gözlemlenir. Bu belirtiler, hastalığın kuluçka döneminden sonra, insanda 1 hafta ile 3 ay arasında ortaya çıkabilir.

Jeanna'nın Mucizevi Kurtuluşu ve Tedavi Süreci

Yaklaşık bir ay sonra, Jeanna neredeyse ölümün eşiğine geldi ve 10 Ekim'de komaya girdi. İki hafta boyunca komada kalan genç kız, daha sonra uyandırıldı. O dönemi şöyle anlatmıştı: “Çığlık atmaya çalıştım ama hiç ses çıkmadı. Yürüyemiyor, konuşamıyor ve hiçbir hareket yapamıyordum. 15 yaşında, yeni doğmuş bir bebek gibi hissettim kendimi.”

Hastanede toplam 11 hafta kalan Jeanna, ardından iki yıl boyunca temel becerileri yeniden kazanmak için yoğun rehabilitasyon gördü. Yürüyüşü, ilk iki ayda tekrar başladı ve bağımsız hale gelmesi ise yaklaşık iki yıl sürdü. Bu inanılmaz başarı, onu küresel çapta gündeme getirdi ve aşı olmadan kuduzdan kurtulan ilk kişi olarak anılmaya başladı. Ailesi ve doktorlar, bu mucizevi sonucu belgelemek için filmler ve raporlar hazırladı. Jeanna, yaşadığı bu zorlu süreci şu sözlerle özetledi: “Her ne kadar herkes bu hastalıktan kurtulamayacağımı düşünüyordu, ben ise hayatta kalmayı başardım ve bu büyük bir değişimin başlangıcı oldu.”

Kuduz ve Aşılama Yöntemleri

Kuduz virüsüyle enfekte olmuş bir hayvan veya şüpheli bir ısırık sonrası yapılması gereken ilk ve en önemli adım, yaranın bol su ve sabunla iyice temizlenmesidir. Ardından, 14 gün içinde en kısa sürede kuduz aşısı ve immunglobulini uygulanmalıdır. Isırık sonrası ilk doz, hemen yapılmalı ve ardından 3. gün, 7. gün ve 14. gün olmak üzere toplam dört doz aşı tamamlanmalıdır. Bu önlemler, virüsün vücuda girişini engellemek ve hastalığın gelişmesini durdurmak açısından hayati önem taşır.

Milwaukee Protokolü ve Etik Tartışmalar

Jeanna Giese'nin kurtulmasını sağlayan yöntem, “Milwaukee Protokolü” olarak adlandırılır. Bu tedavi, kuduz enfekte hastanın yaşamını kurtarma amacıyla çeşitli kimyasal ajanlar ve suni komaya sokma tekniklerini içerir. Bu yöntemde, hasta komada tutulurken, kuduz virüsüne karşı antiviral ilaçlar kullanılır ve vücutta antikor üretimi teşvik edilir. Amaç, virüsün beynin ve merkezi sinir sisteminin diğer bölgelerine yayılmasını engellemektir. Bu radikal tedavi, bugüne kadar sadece birkaç kişide denenmiş ve sadece Jeanna Giese’de başarılı olmuştur. Ancak, bu yöntemin etikliği ve güvenilirliği konusunda ciddi tartışmalar mevcuttur. Çünkü, birçok uzman, bu yöntemin potansiyel riskleri ve yan etkileri nedeniyle desteklenmediğini, ve aslında tedavinin başarısının virüsün daha zayıf bir formu veya genetik direnç sayesinde olabileceğini savunmaktadır. Dr. Suzanne Wylie, bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirmiştir: “Bu tedavi, yeniden üretimi zor ve başarısızlıkla sonuçlanan birçok girişimle karşılaştı. Virüs, bağışıklık sisteminden kaçmak için oldukça sofistike taktikler kullanıyor ve bu karmaşıklıklar göz önüne alındığında, Milwaukee Protokolü birçok uzman tarafından güvenilmez ve riskli bir yöntem olarak görülüyor. Ayrıca, ilk başarı, virüsün daha hafif bir formu veya olağandışı bir genetik dirençle ilgili olabilir.”

Jeanna'nın Günümüzdeki Durumu ve Kuduz Bilinci

Jeanna, şu anda 36 yaşında ve üç çocuk annesi. Yaşadığı bu zorlu sürecin ardından, sinir hasarlarından dolayı hâlâ bazı sorunlar yaşıyor olsa da, mutlu ve anlamlı bir yaşam sürdürüyor. Fond du Lac Çocuk Müzesi'nde çalışmakta ve kuduz hakkında farkındalık yaratmayı amaçlayan gönüllü çalışmalar yapmaktadır. Yarasaları koruma dernekleriyle iş birliği içinde olan Jeanna, “Bir zamanlar neredeyse hayatımı alacaktı, ama yine de onların korunması gerektiğine inanıyorum. Birçok insan yarasaları sevmediğimizi düşünüyor, ama aslında onları korumak benim görevim” diyerek düşüncelerini paylaştı.

Kuduzun Önlenebilir Bir Hastalık Olmasına Rağmen, Tehlikesi Sürüyor

Kuduz hastalığı, bilinen en ölümcül viral enfeksiyonlardan biridir. Şüpheli veya bilinen kuduz hayvanıyla temas sonrası, uygun ve zamanında yapılan aşılamalar hayatta kalma şansını önemli ölçüde arttırır. Bugüne kadar, aşı olmadan hayatta kalan tek kişi Jeanna Giese olmuştur ve bu vaka, kuduzun ne kadar ciddi ve ölümcül olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Türkiye’de ise, kuduz virüsüyle enfekte bir hayvan tarafından ısırılan ve ısırık sonrası uygun tedaviyi almadan hayatta kalan kimse bulunmamaktadır. Bu nedenle, halkın bilinçlendirilmesi, hayvanların aşılanması ve acil tıbbi müdahale konusunda farkındalık çok büyük önem taşımaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Sağlık uzmanları, kuduz virüsüne karşı alınacak önlemlerin ve zamanında yapılacak müdahalelerin, hastalığın önlenmesinde en etkili yol olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, kuduzun önlenebilir bir hastalık olduğunu bilmek ve toplumun bu konuda bilinçlenmesini sağlamak, ölümleri azaltmak adına büyük önem taşımaktadır. Jeanna Giese’nin hikayesi, hem tıbbi başarı hem de halk sağlığı açısından önemli bir dönüm noktasıdır ve kuduzla mücadelede umut ışığı olmaya devam etmektedir.