İngiltere’de Gazze İçin Dayanışma Gösterileri ve Protestolar

İngiltere'de Filistin Dayanışma Kampanyasının Çağrısı ile Düzenlenen Büyük Gösteri

İngiltere'nin başkenti Londra'da, Filistin halkına destek amacıyla organize edilen ve oldukça geniş katılımın olduğu gösteri, Başbakanlık Ofisi 10 Numara'nın bulunduğu Downing Sokağı girişinde gerçekleşti. Bu önemli etkinliğe binlerce kişi katılarak, İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü saldırıları ve yardım girişine izin vermeyerek bölgedeki insani krizle ilgili tepkilerini dile getirdi.

Eylemciler, tencere ve tava çalarken, İsrail'e ve onun bölgedeki politikalarına karşı güçlü bir ses yükselttiler. Ayrıca, İngiltere'nin Filistin devletini resmen tanımamasına da sert bir şekilde tepki gösterildi. Bu protestolara, iktidardaki İşçi Partisinin eski lideri Jeremy Corbyn ve dünyaca tanınmış oyuncu Khalid Abdalla da katılarak destek verdi.

Ekstra Eylemler ve Siyasi Mesajlar

Gösteri öncesinde, Downing Sokağı'nın hemen yanında bulunan Kral Charles Sokağı'nda "İşgal Karşıtı İngiliz Yahudileri Platformu (Na'amod)" tarafından bir başka protesto düzenlendi. Bu gösteride, İsrail'e karşı yaptırım çağrısı yapıldı ve katılımcılar, İngiltere Dışişleri Bakanlığının bulunduğu bölgeye tencere ve tava çalarak, ülkenin Filistin politikalarını sert biçimde eleştirdi.

Her iki grup da, ellerindeki tencere ve tavaları, gösteri alanına girişte bıraktı ve ortak bir duruş sergiledi.

Filistin Halkının Yaşadığı Zorluklar ve Uluslararası Durum

"RAF, İsrail Soykırımını Engellemek İçin Uçar ise Bu Meşrudur" sloganıyla sahneye çıkan protestocular, özellikle Gazze'deki insani krizin boyutlarına dikkat çekti. Ben Jamal liderliğindeki Filistin Dayanışma Kampanyası temsilcisi, şu önemli uyarıları yaptı:

• Gazze'deki insanların ciddi açlık ve kıtlıkla karşı karşıya olduğu, ancak ulaşılabilir gıdaların bulunduğu belirtildi.
• İngiltere hükümetini, Gazze'deki soykırım suçuna aktif katılmakla suçlayarak, "Dışişleri Bakanı David Lammy'nin, RAF uçaklarının İsrail'e bilgi verdiğini yalanlaması" gibi olaylara vurgu yapıldı.
• "Gazze üzerinde uçan uçaklar, sadece Filistin halkına yardım götürür ve İsrail'in soykırımını engellerse, ahlaki açıdan meşru kabul edilir" diyerek, uluslararası askeri müdahale çağrısında bulundu.

Uluslararası Hukuk ve Birleşmiş Milletlerin Durumu

"Birleşmiş Milletler’in Gücü Yok" diyen Clive isimli katılımcı, İsrail'in saldırılarının ayrım gözetmeksizin devam ettiğine vurgu yaptı. Ayrıca, uluslararası kurumların bu suçlara karşı yeterli adımı atmadığını belirtti:

• Gazze'nin 'İsrail cennetine' dönüştürülmeye çalışıldığı iddiası dile getirildi.
• İsrail'in, Filistinli sivilleri hedef alan saldırılarında savaş suçu işlendiği ve bunun uluslararası mahkemeler tarafından kabul edildiği hatırlatıldı.
• Uluslararası Ceza Mahkemesi ve bağımsız kuruluşların, bu saldırıların soykırım olduğunu belirttiği vurgulandı.
• Kimsenin bu suçlara dur demediği ve statükonun devam ettiği, İsrail'in öldürmeye ve yıkıma devam ettiği kaydedildi.

İnsan Hikayeleri ve Güncel Durum Analizi

Paul isimli bir eylemci, Gazze'de yaşananlardan derin bir şekilde etkilendiğini anlattı. Kendisi, şunları dile getirdi:

• "Her şey 7 Ekim'de başlamadı. Yıllardır devam eden baskı ve saldırılar var."
• İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'de uyguladığı baskı ve izolasyonun detaylarını paylaştı.
• Gazze'nin yaklaşık 20 yıldır abluka altında olduğunu ve tüm giriş çıkışların kontrol altında tutulduğunu açıkladı.
• İsrail bakanlarının açıkça etnik temizlik ve soykırım ifadeleri kullanması, işkence ve insani hukuk ihlalleri üzerine durdu.

Paul ve diğer katılımcılar, bölgede yaşananların sadece günümüzde değil, uzun zamandır devam eden bir kriz olduğunu vurgulayarak, uluslararası toplumun sorumluluğuna dikkat çekti.