40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Hindistan’da 12 Haziran günü gerçekleşen ve kısa süre içinde Gucerat eyaletinde yer alan Meghani Nagar bölgesine çarparak büyük bir trajediye yol açan uçak kazasının ardından, olayla ilgili detaylı incelemeler devam ediyor. Uçağın kara kutularının analiz edilmesiyle ortaya çıkan yeni bilgiler, kazanın arkasındaki olası nedenleri ve pilotların davranışlarını aydınlatmaya başladı.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin, kazanın hemen ardından elde ettiği ve ABD’li yetkililere dayandırdığı bilgilere göre, uçak kazasına ilişkin verilerde, iki pilot arasında geçen kritik konuşmalara ulaşıldı. Kara kutulardan çıkan ses kayıtları, yardımcı pilotun kalkıştan hemen sonra her iki motorun yakıt akışını sağlayan kontrol düğmelerini “durdur” konumuna getirmesiyle ilgili önemli ipuçları içeriyor.
Yetkililere göre, bu hareketin ardından yaklaşık 10 saniye içerisinde her iki düğmenin tekrar açıldığı ve pilotlar arasındaki iletişimde, deneyimli kaptan pilotun sakin ve kontrollü tutumu dikkat çekti. Ayrıca, kayıtlarda uçağı kullanan pilotun, olay sırasında meşgul olduğu ve kontrollerle uğraştığı anlaşılmakta. Bu durum, olayın oluş şekliyle ilgili yeni tartışmaları beraberinde getiriyor.
İtalyan gazetesi Corriere della Sera, kazanın detaylarına ilişkin yaptığı haberinde, kara kutu kayıtlarına ulaşan iki Batılı kaynağa dayanarak, kaptan pilot Sumeet Sabharwal’ın, kalkış sırasında yardımcı pilot Clive Kunder’e “Uçak senin ellerinde” şeklinde bir ifade kullandığını aktardı. Kaynaklar, Kunder’in o sırada uçağı uçurmakla oldukça meşgul olduğunu ve bu durumun raporlar tarafından da onaylandığını belirtti. Bu ifadeler, olayın nasıl geliştiğine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Hindistan’daki Hava Kazaları Soruşturma Bürosu’nun (AAIB) yayımladığı ön rapor, yakıt düğmelerinin kalkıştan hemen sonra aktif hale getirildiğini doğruladı. Ancak, bu hareketin kasıtlı mı yoksa kazara mı gerçekleştiği konusunda kesin bir sonuca varılmadı. Ayrıca, raporda uçuş sırasında herhangi bir mekanik ya da bakım arızası tespit edilmediği ve tüm bakım işlemlerinin zamanında yapıldığı ifade edildi.
Ülkenin sivil havacılık otoriteleri, nihai raporun henüz tamamlanmadığını ve soruşturmanın devam ettiğini belirtti. Uzmanlar, olayın aydınlatılması için henüz yeterli kanıtların toplanmadığını ve spekülatif yorumlardan kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Eski havayolu pilotu ve havacılık uzmanı Terry Tozer, kazanın ilk anlarında motor kesme anahtarlarının ani kapatılmasının büyük bir tuhaflık olduğunu ifade etti. Tozer, “Maalesef, irtifa o kadar düşüktü ki, motorlar yeni toparlanmaya başlamıştı ve yeterince zamanları yoktu” diyerek, olayın neden bu noktaya geldiği konusunda endişelerini dile getirdi.
Air India CEO’su Campbell Wilson ise, şirket içi iletişimde yaptığı açıklamada, kazanın oluşumuna ilişkin ön raporda herhangi bir mekanik ya da bakım sorununa rastlanmadığını ve tüm bakımların planlandığı gibi gerçekleştirildiğini belirtti. Hindistan Sivil Havacılık Bakanı Kinjarapu Ram Mohan Naidu, nihai raporu bekleyerek, olayın tüm detaylarının aydınlatılmasını umduklarını ifade etti. Uluslararası havacılık kuralları gereği, nihai raporun bir yıl içinde tamamlanması planlanıyor.
Hindistan’ın Ahmedabad şehrinde bulunan Sardar Vallabhbhai Patel Uluslararası Havalimanı’ndan kalkış yapan “Air India 171” uçağı, 12 Haziran günü kalkıştan kısa süre sonra yerleşim alanına çarparak büyük bir faciaya neden oldu. Uçağın toplam yolcu ve mürettebat sayısı 242 olarak açıklanırken, 169 kişinin Hindistan, 53’ünün İngiltere, 1’inin Kanada ve 7’sinin Portekiz vatandaşı olduğu bildirildi.
Resmi kaynaklar, uçaktaki 241 kişinin hayatını kaybettiğini ve olay sırasında asistan doktorların kaldığı bir yurt binasına da çarparak ölümlere sebep olduğunu açıkladı. Toplamda, kazada 270 kişi hayatını kaybetti. Kurtulan tek yolcu ise ciddi şekilde yaralanarak tedavi altına alındı. Bu trajik olayda, ölü sayısının yüksek olmasının en büyük nedenlerinden biri, kazanın hemen ardından yurt binasına da çarpmasıydı.
Hindistan yetkilileri, benzer kazaların önüne geçmek amacıyla, özellikle Air India’nın filosundaki tüm Boeing 787 Dreamliner uçaklarında daha kapsamlı ve detaylı kontroller yapılmasını zorunlu kıldı. Şirketin şu an filosunda toplam 33 Dreamliner uçak bulunuyor. Bu önlemler, havacılık güvenliğinin artırılması ve olası hataların en aza indirilmesi adına atılmış önemli adımlar olarak değerlendiriliyor.
Felix Baumgartner’in trajik motorlu yamaç paraşütü kazası ve hayatını kaybetmesi