Hakkı Bulut’un Efsanevi Yaşam Hikayesi ve Müzik Serüveni

Bir Süredir Ekranlardan Uzakta Olmanıza Rağmen Sahne ve Müzik Hayatınız Devam Ediyor

Uzun süredir televizyon ve ekranlardan uzak kalmış olsam da, yurtiçi ve yurtdışında düzenli olarak konserler vermeye devam ediyorum. Geçtiğimiz ay Lüksemburg, Paris ve Berlin gibi Avrupa şehirlerinde sahne aldım. Ayrıca geçen yıl Antalya’da tam 7 konser gerçekleştirdim ve bu, benim müzik kariyerimde önemli bir dönüm noktası oldu. Konserlerimdeki katılım oranları oldukça yüksek; bir kez Aksaray’da düzenlenen festivale 64 bin kişi katıldı ve beni dinlemeye geldi. Bu kalabalıklar karşısında güvenlik görevlileri bile insanlara mani olamadı. Beni dinlemeye gelenler, farklı yaş gruplarından ve çeşitli kesimlerden oluşuyor. Sürekli yeni eserler üretiyor, yeni şarkılar kaydediyorum. Yakın zamanda “Vay Dünyam” adlı şarkımı piyasaya sürdüm ve şu an oldukça iyi bir ilgi görüyor. Bugüne kadar yaklaşık 1500 beste yaptım ve bu sayı, hem Türkiye’nin hem de dünyanın rekorları arasında yer alıyor. Sahneye çıktığımda 30 yaşındaki sesimle şarkıları okurum ve yaklaşık 3 saat boyunca canlı programlar yaparım. Playback kullanmam, tamamen canlı performans sergilerim. Şu an 80 yaşındayım ve 6 ay sonra 81 olacağım. İnsanlar bu enerjiyi görünce şaşırıyorlar.

Nedir Bu Enerjinin Sırrı?

İşimi gerçekten çok seviyorum ve bu bana büyük bir zevk veriyor. Milyonlarca hayranım var; hem ülkemde hem de yurtdışında hayranlarım beni büyük bir sevgiyle takip ediyor. Onları müziksiz bırakmak, müzik yapmadan durmak bana çok zor geliyor. Bu sevgi ve tutku, enerjimin kaynağıdır. Her gün yeni eserler üretmeye devam ediyorum ve her zaman en iyi olmayı hedefliyorum.

Arabeski Yaratmanın Önünde Ben Varım

Ferdi Tayfur’un vefatını duyan binlerce kişi cenaze törenine akın etti. Bu olay, arabesk müziğe olan bağlılığın ve bu tarz sanatçılara olan sevginin ne kadar derin olduğunu bir kez daha gösterdi. Ben, arabeskin öncülerinden biri olarak kabul ediliyorum. Birçok kişi beni ilk yaratanlar arasında sayar; Orhan Gencebay ile beraber en önemli isimlerden biri olduğumu düşünüyorum. Ferdi Tayfur ve Müslüm Gürses ise benim gibi 5 yıl sonra şöhret oldular. Ama bana göre en büyük farkımız, yaptığımız şarkıların söz ve müziklerinin tamamen bana ait olmasıdır. Biz şarkılarımızda toplumun acılarını, aşkı ve sevgiyi anlatıyoruz. Sahneye çıktığımda, dinleyiciler benim sanatçı kimliğimden çok, bir abileri, kardeşleri, amcaları gibi görürler. Bu, benim onları ne kadar sevdiğimi ve samimiyetimi gösteriyor.

Hayat Tarzınız ve İnsanlara Yaklaşımınız

Çok mütevazı bir yaşam tarzım var. Bu durum hep böyleydi ve hiç değişmedi. Geçen Bursa’da verdiğim konser büyük ilgi gördü; yaklaşık 57 bin kişi katıldı ve iki saat boyunca sahnede oldum. İnsanlarla iç içeyim; fotoğraf çektirmek istediklerinde kırmıyorum, geri çevirmiyorum kimseyi. Sokakta yürürken bile insanlar yanımda olsa bile bana yaklaşmaktan çekinmiyorlar; sabah saat 6’da spor yaparken bile yanımda olabiliyorlar. Bu samimiyet ve içtenlik, hayatımın temel taşlarından biri oldu.

Halkla Bu Kadar İç İçe Olmanın Avantajları ve Zorlukları

Benim için bu, aslında büyük bir avantajdır. Kimse beni kırmıyor; sevgi ve saygı görüyorum. Ayrıca, her başarılı erkeğin arkasında güçlü ve destekleyici bir eşin olduğunu düşünüyorum. Eşim, benim sanat yönümü asla kıskanmaz ve bana büyük destek olur. Benimle birlikte olmak, bana güç ve motivasyon sağlar. Bazen karşılaştığım olumsuzluklar olsa da, bunları aşmak için içimde büyük bir güç var. İnsanlar, benim gibi bir sanatçının bu yaşta halen aktif olması ve enerjisini korumasını hayretle izliyorlar.

Sağlığınızı Nasıl Koruyorsunuz?

Sağlığıma dikkat ediyorum ve formumu koruma konusunda herhangi bir özel çaba sarf etmiyorum. Sadece canımın istediği yemekleri yiyorum; kilo almam gibi bir kaygım yok. Sabah ve akşam olmak üzere düzenli yürüyüşler yapıyorum ve günümün büyük bir bölümünü müzik çalışmalarına ayırıyorum. Stüdyomda sürekli yeni eserler üzerinde çalışıyorum. Bu disiplin ve iç disiplin, beni her zaman zinde tutuyor.

Geçmişe Dair Keşke’leriniz ve Öğütleriniz

Geçmişe dönüp baktığımda, en büyük hatam eşimi ve kendimi üzdüğüm konularda olmuştur. Eskiden kazandığım paraları eşime gönderirdim, ama onun uyarılarını dikkate almadım. Ceyhan’daki demir-çimento ticarethanemde büyük bir maddi sıkıntıya düşmüş ve iflas etmiştik. Bu yüzden, eşimin her zaman doğru söylediğine inanırım. Ferdi Tayfur ile de rahmetli olmadan önce yakın arkadaşlığımız vardı. Kendisine ne yaptığını sorduğumda, villalar ve anlaşmalar hakkında şikayetlerini dile getirmişti. Zamanla rahatsızlandı ve sağlık sorunları başladı. O dönem, onunla ilgilendim ve sağlık konusunda yardımcı oldum.

Arabesk Müziğin Son Kaleleri ve Günümüz Arabeskçileri

Şu anda arabesk müzikte, gerçekten bir tek ben ve Orhan Gencebay kaldık diyebilirim. Diğerleri, müzikten kopmuş ve sadece anılarda kalmışlar. Ben güçlü ve ayakta kalan tek isim olarak, büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum. Yaşımda, benim gibi şarkı söyleyebilen başka bir sanatçı yok. Playback yapmam, gerçek anlamda sahne performansı sergilerim. Ayrıca, kendimi farklı ve özgün biri olarak görüyorum; ozan gibi bir tarzım var, diğerlerine benzemez. Bir programda “Arabeskin kralı benim” dediğimde, bazıları eleştirirken, ben vefalı ve saygılı kalmaya özen gösteririm. İnsanlara karşı saygımı ve emeğimi hiçbir zaman zedelemedim.

Günümüz Arabeskçiler ve Müzik Anlayışı

Bugün, yeni nesil arabeskçiler arasında gerçekten bir varlık gösteren isim yok. Tek gerçekten ben ve orijinal olan benim. Çok farklıyım; ozan gibi bir tarzım var ve diğerlerine benzemez. Bir kez “arabeskin kralı benim” dediğimde, bazıları beni eleştirmeye başladı. Ama ben, vefasızlık yapmam, insanlara saygısızlık etmem ve emeğime sahip çıkarım. İnsanlara yardım etmeyi severim; örneğin, 1973 yılında Düsseldorf’taki bir konser sırasında, Adanalı bir hemşerimle tanıştım. Baktım, genç bir kız yürüyemiyor, ayağı tutmuyor. Doktorlara götürmüşler, çözüm bulunamamış. Ben hemen o zaman, Adana’daki doktor Ömer Sayar’ı aradım ve ona kızımı götürmesini istedim. Ameliyat edildi ve kısa sürede iyileşti. Bu, benim insanlara yardım etme tutkumun bir göstergesidir. Kimsenin yapmadığını ben yaparım ve bu benim büyük gururumdur.

İbrahim Tatlıses ve Diğer Sanatçıların Takdirleri

İbrahim Tatlıses’i en çok takdir eden isimlerden biriyim. O, benim konserlerimi dinlemek için her zaman duvarlardan atlayarak gelir ve bana büyük saygı gösterir. Birlikte çok turne yaptık ve birbirimize büyük sevgiyle bağlıyız. Ayrıca, onun bana olan sevgisi ve takdiri gerçekten anlamlıdır. Kırgınlıklarım ise, sadece bir kişiye karşıdır; adını söylemek istemiyorum. Bu kişi, biraz haddini bilmez ve saygısız davranışlar sergiler. Geçen yıl Avrupa’daki bir organizasyonda, bana yönelik “Mezardan mı çıkarıp getireceksiniz?” tarzında sözler sarf etti. Oysa, ben sağlığım ve uzun ömrüm konusunda kendime güveniyorum. İnsanlara umut ve güven aşılıyor ve diyorum ki, 120 yaşına kadar müzikle iç içe olacağım. Vücuduma ve sağlığıma özen gösteriyorum ve bu enerjimi asla kaybetmeyeceğim.

Sanatçının Değeri ve Hayattayken Takdir Görmenin Önemi

Benim en büyük düşüncem, sanatçının değerinin hayattayken verilmesidir. İnsanlar, rahmetli sanatçıların ardından ağıtlar yaktığında, onların gerçek değerlerinin fark edilmediğine inanıyorum. Bir sanatçının değeri, hayattayken takdir edilmelidir. Mezarı pırlantalarla süslenebilir, ama asıl önemli olan, yaşamı boyunca sevgi ve saygı görmesi ve değer kazanmasıdır.

Hayatımın Film Olmasını İsterim ve Kendi Rolümde Oynamak İstiyorum

Evet, hayatımın film olmasını çok isterim. Bu konuda bir anım da var; Müslüm Gürses’in filmine dahil olmak isterken, o dönemde benim resmimi kullanmışlar ve bu resim oldukça çirkin görünüyordu. Bu durum, beni oldukça rahatsız etti ve projeye katılmadım. Birlikte turne yaptığımız ve Londra’da konserler verdiğimiz Müslüm Gürses’le olan dostluğum, benim için çok değerli. Hayatımı anlatan, hem komik hem de dramatik yönleriyle dolu bir film yapmak istiyorum. Kendimi oynayabilir, gençlik yıllarımı canlandırabilirim. Ayrıca, hayatımda gerçekten önemli ve anlamlı olan birçok konu ve anım var; bunları anlatmak ve paylaşmak istiyorum.

Birçok İnsan Gibi, Ben de Uzun Yaşam ve Müzik Serüvenimi Devam Ettirmek İstiyorum

İnsan ömrü konusunda kendime güveniyorum. 20 milyonluk bir nüfusun lideri olarak, 49 milyar hücrem var ve dileklerimle, dualarımla sağlığımı koruyorum. Kendime inancım tam; 120 yaşına kadar müzik yapmaya ve yaşamaya devam edeceğim. Bedenimi ve ruhumu hep sağlıklı tutmaya özen gösteriyorum. Bu enerjiyi ve yaşam sevincini hiç kaybetmeyeceğim ve yeni eserler üretmeye devam edeceğim.