40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Doğum yeri Güney Kore’nin Anyang şehri olan Aaron Grzegorczyk, 28 Nisan 1988 tarihinde Seul’ün yaklaşık 11 mil güneyindeki bir klinikte dünyaya geldi. Kendisine 19 yaşında bekar bir kadın tarafından annesinin doğumdan sonra hemen terk edilmesiyle ilgili hikâye anlatılmıştı. Yıllarca bu gerçeği kabullendi, ancak yakın zamanda gerçekleştirilen kapsamlı bir soruşturma, onun ve benzerlerinin aslında yıllarca süren evlat edinme dolandırıcılığının mağdurları olup olmadığını sorgulamasına neden oldu. Bu olaylar, onun hayatında köklü bir dönüm noktası oluşturdu.
Grzegorczyk, doğduktan sadece birkaç ay sonra Michigan, Bay City’de Polonyalı Amerikan aileleri tarafından evlatlık verildi. Bu yeni ailesi onun ilk ailesiydi. Annesinin evlat edinme belgelerinde, onun “en uygun gelecek” için bu aileye teslim edildiği belirtilmişti. Ancak Mart ayına kadar bu hikâyeyi sorgulamayan Aaron, yakın zamanda Güney Kore hükümeti tarafından yayınlanan ve elli yıldır devam eden evlat edinme aldatmacasını detaylandıran bir makale ile gerçeklerin farklı olduğunu öğrendi.
Washington Post’a yaptığı açıklamada, “Haberi okurken şaşkınlıkla kaldım. Bu konuda hiçbir bilgim yoktu.” diyerek duygularını dile getirdi. Bu haberin ardından kendi geçmişini araştırmaya başladı. Güney Koreli evlatlık Rebecca Kimmel, Şubat 2024’te, Seattle’daki evinde, çocukken çekilen fotoğraflarını ve resmi belgelerini karşılaştırarak, kurumsal evlat edinme kurumunun onun kimliğini başka bir kızın kimliğiyle değiştirdiğini fark etti. Bu olay, onun hayatta kalan ailesi ve kimliğiyle ilgili büyük şüphelere yol açtı.
Yılın başlarında, Güney Kore hükümeti tarafından kurulan bağımsız bir soruşturma komisyonu, ülke genelinde uzun süredir devam eden ‘kâr odaklı evlat edinme endüstrisi’ kapsamında insan hakları ihlallerine izin verdiğini kabul etti. 1964-1999 yılları arasındaki onlarca vaka üzerinde yapılan inceleme, bazı çocukların biyolojik ebeveynlerinin rızası olmadan ailelerinden alındığını veya yüksek ücret karşılığında yurtdışına gönderilmeden önce sahte doğum isimleri ve hikâyeler uydurulduğunu ortaya koydu. Birçok vakada, yasal belgelerin yokluğu veya aile hakkında yeterli bilgi alınmadan çocukların yurtdışına çıkarıldığı tespit edildi. Bu süreçte, ajanslar, talepleri karşılamak veya kotaları doldurmak adına çocukların toplu şekilde yurtdışına sevk edilmesine yol açan acil ve aşırı uygulamalara imza attı.
Güney Kore Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu (TRC), uzun süredir devam eden bu uygulamaları ve insan hakları ihlallerini araştırmak amacıyla kuruldu. Komisyon, yaptığı açıklamada, “Uzun yıllar süren ülkeler arası evlat edinme uygulamaları, hükümetin vatandaşlarının temel insan haklarını koruma sorumluluğunu yerine getirmedeki başarısızlığını açıkça ortaya koyuyor.” ifadelerine yer verdi. Bu inceleme, 11 ülkeden gelen 367 vakayı kapsamaktadır ve ülkenin savaş sonrası dönemde, yasal veya etik sınırları aşan birçok çocuk göndermesinin, yasal çerçeveden bağımsız olarak gerçekleştiğini gösterdi.
Birçok vaka, öz anne babalara, çocuklarının doğumdan kısa bir süre sonra öldüğüne dair yalanlar söylenmiş ve bu bilgiler resmi kayıtlara yansıtılmıştır. Danimarka Kore Hakları Grubu gibi sivil toplum kuruluşları, yüzlerce evlat edinen kişinin deneyimlerini araştırdı ve topladığı verilerle, “Sorun olmayan tek bir vaka bile görmedik” diyerek, bu uygulamaların yaygınlığını ve ciddi boyutlarını ortaya koydu. Boon Young Han liderliğindeki bu örgüt, özellikle yurtdışına gönderilen çocuklar arasında, yasal veya etik sorunlar tespit edilmesine öncülük etti.
Grzegorczyk’in hikayesi, onun yaşamını köklü bir şekilde değiştiren olayların bir yansımasıdır. 10 yaşındayken, evlat edinen annesi ona öz annesinin kendisini terk ettiğini söylemişti. Şimdi, bu anı onun “ilk varoluşsal krizi” olarak tanımlanmakta ve “Hayatımda yüzleştiğim ilk ciddi duygusal ve zihinsel sorun buydu.” diyerek anlatmaktadır. Güney Kore’de savaş sonrası yaşanan yoksulluk ve ekonomik krizler, onun ve milyonlarca çocuğun hayatını şekillendirdi. Gençlik yıllarında davranış sorunlarıyla karşılaşan Grzegorczyk, grafik tasarım eğitimi aldıktan sonra mali krizin etkisiyle eğitimini yarıda bıraktı ve çeşitli işlerde çalıştı. Uyuşturucu bağımlılığı ve maddi sıkıntılarla mücadele eden genç adam, sonunda hayatını değiştirmek için çaba gösterdi ve çatı ustası olarak yeni bir başlangıç yaptı. “Şu an kendimi mutlu veya tam anlamıyla huzurlu hissedemesem de, çoğu zaman içimde bir denge var.” diyerek, yaşamındaki değişimden söz ediyor.
Evlat edinenler ve aktivistler, Güney Kore’deki evlat edinme kayıtlarını paylaşmama veya erişimi zorlaştırma konusundaki eleştirilerini sürdürüyorlar. Washington Post’a konuşan birçok evlatlık, yıllardır kendi dosyalarını aradıklarını ve devlet kurumlarının bürokratik engelleri aşmaya çalıştıklarını belirtiyor. Boon Young Han, “Belgeler sadece bir kâğıt parçası değil. Asıl kimliğimizi ve geçmişimizi aydınlatacak en değerli ipucumuz bu.” diyerek, bu belgelerin çok büyük bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. Güney Kore, kısa süre önce tüm evlat edinme kurumlarına, temmuz ayından itibaren dosyalarını Ulusal Çocuk Hakları Merkezi’ne devretmelerini zorunlu kıldı. Bu uygulama, evlatlıkların ailelerini bulma ve kimliklerini öğrenme süreçlerini kolaylaştırmayı amaçlasa da, belgelerin kaybolma veya eksik olma riskleri de endişe yaratıyor.
Grzegorczyk’in vakasında, onun dosyası, olası sahte veya eksik belgeler nedeniyle birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Dosyada, terk edildiğine dair polis raporu veya öz ebeveynlerinin imzaladığı bir vazgeçme formu bulunmuyor. Ayrıca, yeni doğan olarak bırakıldığı iddia edilen klinik hakkında herhangi bir bilgi veya adres de belgelerde yer almıyor. Sadece “Hanyang” ifadesiyle sınırlı olan köken bilgisi, Seul’ü ifade eden genel bir terim olarak kalıyor.
Bir evlat edinme çalışanı, Grzegorczyk’a, biyolojik annesiyle telefonla görüştüğünü ve onun kendisiyle iletişim kurmak istediğini söyledi. Annesi, uzun zamandır onunla iletişim kurmayı arzulamış ve bu durumu memnuniyetle karşılamıştı. Çalışan, Grzegorczyk’ten kendisini tanıtan bir mektup yazmasını istedi ve kısa süre içinde bu mektup gönderildi. Mektupta, 5 yaşındaki kızı Isla’dan, Koreli evlatlık kız kardeşinden ve küçük yeğenlerinden bahsediyordu. Ancak, bu iletişimden sonra anneden herhangi bir haber alınamadı. Ajans, dosyasının devlet merkezine devredileceği bilgisini verdi ve annesiyle iletişimi kaybetti. Grzegorczyk, Mayıs ayı ortasında, gece yarısı Detroit’ten dönüş yolunda, içindeki hayal kırıklığını saklamaya çalışarak, “Hayatım boyunca hiç kimse bana hiçbir şey söylemedi. Belki de belgelerim gerçekten uydurmaydı,” diye ekledi.
PKK Silahsızlanma Sürecinde Tarihi Adım Atıldı