40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Dünyanın en az nüfusa sahip kıtası olan Antarktika, yılın belirli zamanlarında doğanın en büyüleyici ve eşsiz olaylarından birine sahne oluyor. Bu dönemde, gezegenimizin eğik ekseninin etkisiyle kasım ayının sonundan ocak ayının sonuna kadar güneş, bu buzlu kıtanın ufkuna hiç inmeden gökyüzünü aydınlatmaya devam ediyor. Bu olay, sadece bir gökyüzü manzarası değil, aynı zamanda yaşamın, doğanın ve zamanın algılanış biçimini köklü şekilde değiştiriyor. Bu özel döneme “Geceyarısı Güneşi” deniyor ve tüm dünyada hayranlık uyandırıyor.
Bu büyüleyici olay sırasında, Antarktika’nın yaban hayatı olağanüstü bir hareketlilik gösteriyor. Buzullar üzerinde güneşin sıcaklığını hisseden fil fokları, yavrularıyla birlikte kıyıya yakın alanlarda güneşlenirken, penguenler de bu dönemde yavrularını koruma ve besleme aşamasında. Özellikle Adelie, Çene Kayışı ve Gentoo türleri, bu mevsimde daha görünür hale geliyor ve ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor. Gökten düşen altın ve pembemsi tonlar ile süslenmiş gökyüzü, bu canlıların ve buzların üzerindeki yansımasıyla, adeta bir tablo gibi göz kamaştırıyor.
Wildfoot Travel gibi turizm şirketleri, bu eşsiz deneyimi yaşayanların anlatımlarını paylaşırken, bu dönemin “kafa karıştırıcı ama bir o kadar da büyüleyici” olduğunu belirtiyor. Ziyaretçiler, gece saat 22.00 civarında penguenler arasında yürüyüş yapabiliyor, buzdağlarının altında parlayan geceyi izleyerek zamanın hiç geçmediğini hissediyorlar. Gökyüzünün altın ve pembemsi renklerle boyandığı bu saatlerde, günün sona ermediği ve sürekli hareket halinde olunduğu duygusu, katılımcılarda derin bir hayranlık uyandırıyor.
Özellikle yılbaşı ve tatil sezonlarında, Antarktika’ya olan ilginin hızla arttığını belirten Wildfoot Travel, bu büyülü deneyimi yaşamak isteyenlerin erken rezervasyon yapmasının önemine dikkat çekiyor. Zamanın ve mekanın ötesine geçip, farklı bir dünyanın parçası olmak isteyen gezginler, bu fırsatı kaçırmamak için planlarını erkenden yapmalı.
Sürekli gün ışığı altında kalan ve uyku düzenini kaybeden ziyaretçiler, bazı zorluklarla karşılaşabiliyor. Uzmanlar, bu durumda uyku maskesi, ısı yalıtımlı kıyafetler, güneş kremi ve nemlendirici gibi temel ekipmanların mutlaka yanlarında bulunmasını öneriyor. Ayrıca, sıcaklıkların genellikle -2 ile 5 derece arasında değiştiği bu bölgedeki soğuk hava, elektronik cihazların pil ömrünü kısaltabiliyor. Bu nedenle, yedek pil ve dayanıklı fotoğraf makineleri taşımak büyük avantaj sağlıyor.
Son olarak, vücut saatinin düzenlenmesi ve bu benzersiz atmosferde bile uyku ve beslenme düzenine sadık kalmak, deneyimin kalitesini artırıyor. Zamanın ve doğanın akışını doğru anlamak ve ona göre hareket etmek, bu büyülü dönemi daha da unutulmaz kılıyor.
Türkiye’nin ilk arboretumu