40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Gazze Şeridi’nde açlıkla mücadele eden Filistinli siviller, yaşam mücadelesi kapsamında temel ihtiyaçlar uğruna hayatlarını riske atmaya devam ediyor. Son olarak, yardım dağıtımı sırasında yaşanan trajedi, bölgedeki insani durumun ne kadar kritik seviyeye ulaştığını gözler önüne serdi. İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen müdahale sonucunda, ABD-İsrail güdümlü yardım merkezine yakın yerde toplanan kalabalıklar arasında çıkan izdihamda 15 kişi boğularak, 21 kişi ise çeşitli sebeplerle yaşamını yitirdi.
Gazze Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, özellikle Han Yunus kentinde gerçekleşen olayın, “ölüm tuzakları” olarak adlandırılan yardım noktası yakınlarındaki yeni katliamlar olduğunu belirtti. Bu noktada, ABD ve İsrail’in ortak hareketleriyle kurulan Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yardım sağlanmaya çalışılırken, yaşanan trajedinin sorumlusu olarak suçlamalar yöneltildi. Nasser Hastanesi yetkilileri, ölümlerin büyük çoğunluğunun, göz yaşartıcı gaz ve panik nedeniyle oluşan izdihamda boğulma sonucu gerçekleştiğini açıkladı.
Yaşanan faciadan sonra GHF, olayın “Hamas bağlantılı silahlı kişiler tarafından kışkırtıldığını” iddia etti. Ancak, Gazze Hükümet Medya Ofisi bu açıklamayı sert bir şekilde yalanlayarak, “Bu, ABD’li özel güvenlik güçlerinin sorumluluğunu örtbas etmeye yönelik bir girişimdir” ifadelerini kullandı. Ofis açıklamasında, yardım merkezlerinin kapatıldığı sırada binlerce kişinin dar alanlarda toplandığı ve güvenlik güçlerinin gerçek mermiler ve gaz kapsülleriyle müdahale ettiği vurgulandı. Gazze İnsani Yardım Vakfı, ilk defa kendi merkezlerindeki can kayıplarını kabul etti. Ayrıca, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi’nin, son altı hafta içerisinde Gazze’deki yardım noktaları yakınlarında en az 875 Filistinlinin öldürüldüğüne dair raporu da bölgedeki ciddi insani krizleri ortaya koyuyor.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, çocukların da bulunduğu birkaç cesetle dolu el arabasının üzerinde duran bir adam, “Bunlar çocuk. Bu çocukların ne günahı vardı?” diyerek tepkisini dile getirdi. Aynı zamanda, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında dün 11’i çocuk olmak üzere toplam 81 kişinin daha hayatını kaybettiği bildirildi. Bu saldırılar kapsamında, İsrail’in Hamas altyapısını hedef aldığı iddiasıyla 120’den fazla hava saldırısı düzenlendiği de kayıtlara geçti.
İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’nin tüm sınır kapılarını kapalı tutmayı sürdürüyor. 27 Mayıs’ta ise ABD işbirliğiyle “Gazze İnsani Yardım Vakfı” adı altında yardım faaliyetleri başlatıldı. Ancak, yardım noktalarında Filistinlilere yardım kolileri dağıtılırken ateş açılması, bölgedeki insani durumu daha da ağırlaştırdı ve bu noktalar “ölüm kapanı” olarak adlandırıldı. Ayrıca, İsrail ordusu, Han Yunus’ta yeni bir askeri koridorun açıldığını duyurdu. Bu koridor, “Magen Oz” adıyla 15 km uzunluğunda olup, Hamas’a baskı kurmak ve kentin güneyinde kalan unsurları dağıtmak amacıyla oluşturuldu. Bu hat, Mısır sınırındaki Refah ile Han Yunus’u birbirinden ayırıyor ve bölgedeki hareket alanını ciddi ölçüde kısıtlıyor.
İsrail’in bu yeni hamlesiyle, Gazze’nin güneyi askeri hatlarla bölünerek, bölge üzerindeki kontrolü artırmayı hedefliyor. Magen Oz koridorunun, İsrail’in Refah’ta planladığı “insani şehir” önerisine altyapı sağlayacağı ve olası ateşkes görüşmelerinde pazarlık kozu olarak kullanılacağı düşünülüyor. Görüntülerde, bu hattın Morag koridoruyla bağlantılı olduğu ve Nisan ayında açıldığı görülüyor. Bu gelişmeler, Gazze’nin iç ve dış güvenliğinin sağlanması adına yeni bir strateji olarak ortaya çıktı.
İsrail Savunma Bakanlığı, yaklaşık dört ay süren elektrik kesintisinin ardından, Gazze’ye yeniden bir elektrik hattı bağlanmasına onay verdi. Bu hat, özellikle Han Yunus’taki deniz suyu arıtma tesisine enerji sağlayacak. UNICEF’in finansmanı ile 2017’de inşa edilen bu tesis, Gazze’nin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla faaliyet gösteriyor. Normal şartlarda, günlük 18 bin metreküp su üretebilen tesis, elektrik kesintileri nedeniyle şu anda yalnızca yaklaşık 2 bin metreküplük kapasiteyle çalışıyor. Elektrik hattının yeniden devreye alınmasıyla, tesisin kapasitesinin eski seviyelerine ulaşması ve özellikle sıcak yaz aylarında yaşanan su sıkıntısının hafiflemesi bekleniyor. İşgal döneminde, Gazze’deki atık su arıtma tesisleri, kanalizasyon altyapısı ve rezervuarlar ciddi biçimde tahrip olmuştu. Mart ayında İsrail, Filistinliler için hayati öneme sahip su kaynaklarının elektrik erişimini de kesmişti, bu da bölgedeki yaşam koşullarını daha da zorlaştırdı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BM Güvenlik Konseyi’ndeki Ortadoğu ve Filistin Konuşması