Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BM Güvenlik Konseyi’ndeki Ortadoğu ve Filistin Konuşması

Hakan Fidan'dan Uluslararası Topluma Çağrı: Filistin'de İnsanlık Dramına Dur Demek

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin New York'taki oturumunda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin ve Ortadoğu'daki son gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, İsrail’in Filistin halkına karşı devam eden saldırılarını ve bölgedeki insanlık krizini detaylı şekilde ele aldı. Konuşmasında, Gazze Şeridi'nde yaşayan 2 milyondan fazla insanın yaşadığı insani felakete dikkat çekti ve bu insanların yaşadığı acıların boyutunun tarif edilemez olduğunu vurguladı.

Fidan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Gazze’deki siviller, yardım erişimine engel olunması ve çeşitli saldırılarla karşı karşıya kalmakta. İnsanlar, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, uluslararası insani hukukun temel ilkeleri hiçe sayılmakta. Bu durum, gözler önünde yaşanan bir trajedidir ve gerçeklerle yüzleşmek kaçınılmazdır.”

80 Yıl Sonra Toplama Kamplarına Dönüş ve İnsanlık Dramı

Gösterdiği hassasiyetle, Fidan, 80 yıl önce yaşanan ve insanlık tarihine kara leke olarak kazınan toplama kamplarına benzer bir tabloyu gözler önüne serdi. “Bütün bir nüfusa karşı yürütülen sistematik imha kampanyası devam ediyor. Aileleriyle birlikte hayatta kalmaya çalışan çocuklar, anneleriyle birlikte yiyecek ve su arayan kadınlar, herkes aynı tehditlerle karşı karşıya. Bu, nefret ve cezasızlıkla beslenen ve büyüyen bir makine gibi. Bazı güçlerin desteğiyle güçlenen bu makine, sadece insani değerlerimizi değil, aynı zamanda uluslararası hukuku da hiçe sayıyor.”

İnsani İlkelerin Mutlaka Uygulanması ve Korunması Gerekliliği

Gazze’de dört aydan fazladır insani yardımın güvenli ve engelsiz şekilde ulaştırılamadığını belirten Fidan, “Yardımların ulaştırılmasında kullanılan Birleşmiş Milletler ve diğer alternatif modeller, tarafsızlık ve saygınlık ilkelerine uygun olmalı. Uluslararası insani hukukun temel ilkeleri olan insanlık, tarafsızlık, yansızlık ve bağımsızlık kesinlikle gözetilmeli ve korunmalıdır.” diyerek, uluslararası toplumun bu konuda acil ve kararlı adımlar atması gerektiğine vurgu yaptı.

İsrail’in Saldırganlık Politikası ve Bölgesel Güvenlik Tehditleri

Fidan, konuşmasında, İsrail’in bölge genelinde saldırganlık stratejilerini sürdürdüğüne dikkat çekti. “İsrail, sadece Filistin’de değil, Lübnan, Suriye ve İran sınırlarında da saldırgan tutumunu devam ettirmektedir. Bu yaklaşımlar, bölgesel istikrar ve güvenlik için ciddi tehditler oluşturmaktadır. Eğer bu örüntü kontrol altına alınmazsa, bölge daha büyük bir kaos ve belirsizlik ortamına sürüklenebilir.” dedi ve ekledi: “Suriye’de yaşananlar da bunun en açık göstergesidir. Bu saldırılar, bölgedeki etnik ve mezhepsel fay hatlarını derinleştirirken, bölgesel barış ve istikrarı ciddi şekilde sarsmaktadır.”

Filistin’in Uluslararası Tanınırlığı ve Kalıcı Barış İçin Çabalar

Filistin halkının haklarının tanınması ve bağımsız bir devletin kurulmasının, Orta Doğu’daki kalıcı barışın temel taşları olduğunu belirten Fidan, “Bu amacı gerçekleştirmek için uluslararası toplum olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Filistin’in BM’de tam üyelik süreci ve uluslararası tanınırlığının artırılması, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanmasında kritik öneme sahiptir.” diyerek, BM’den beklentileri dile getirdi. Ayrıca, “Gazze’de yaşanan kriz, artık insani bir acil durumun ötesinde, insanlık onurunu hiçe sayan bir sınavdır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Sonuç: Birlikte Hareket Etmenin Zorunluluğu

Fidan, konuşmasının sonunda, bölgedeki gelişmelerin uluslararası toplumun ortak sorumluluğu olduğunu belirterek, “İsrail’in saldırganlık politikasını durdurmalı, cezasızlık son bulmalı ve acil olarak kalıcı ve sürekli bir ateşkes sağlanmalıdır. Ayrıca, engelsiz insani yardımların ulaştırılması ve iki devletli çözüm vizyonunun yeniden güçlendirilmesi için çaba sarf edilmelidir.” diyerek, barış ve istikrar için dayanışma ve kararlılığın önemine vurgu yaptı.