40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Nichole Mercuri’nin sıradan bir gününde, Florida’nın sakin kumsallarında yürüyüş yaparken hayatını değiştirecek bir keşif yaptı. Günlük rutiniyle uyum içinde ilerlerken, kumların arasında fark ettiği büyük üçgen şeklinde bir nesne, onu şaşkına çevirdi. Bu nesne, devasa bir dişti ve gözlerine inanamadı; muhtemelen milyonlarca yıl önce okyanuslarda hüküm sürmüş olan Megalodon köpek balığının kalıntısıydı. Bu tarihi keşif, Mercuri’nin sosyal medya hesabında paylaştığı videoyla hızla viral oldu ve kısa sürede yaklaşık 1 milyon kişi tarafından izlendi. Videoda Mercuri, “İmkansız bir şey bu! Lütfen parçalanmamış olsun, aman Tanrım” ifadeleriyle heyecanını dile getiriyordu.
Florida Doğal Tarih Müzesi tarafından yakın zamanda yayımlanan bilimsel araştırmalar, Megalodon dişlerinin boyutunun 18 santimetreyi bulabildiğini ve kenarlarının bıçak gibi tırtıklı olduğunu ortaya koydu. Uzmanlar, bu büyüklükteki dişlerin nadir bulunmasının yanı sıra, özellikle parçalanmamış örneklerin oldukça zor elde edildiğini vurguluyor. 23 milyon ila 3,6 milyon yıl önce yaşamış olan Megalodonlar, 18 metreyi aşan devasa boyutlarıyla, ağızlarının bir insanı tek lokmada yutabilecek kadar geniş olabileceğini ve çenelerinin bir otomobili bile parçalayabilecek güçte olduğunu gösteriyor. Bu detaylar, tarih öncesi deniz yaşamının ne kadar korkutucu ve devasa olduğunu gözler önüne seriyor.
Soldaki Megalodon dişi, sağdaki büyük beyaz köpek balığına ait.
Bu tür fosillerin keşfi, tarih öncesi dönemlerde deniz yaşamını anlamamıza yardımcı olurken, aynı zamanda Florida kıyılarında ve çevresinde gizli kalan pek çok sırrı da gün yüzüne çıkarıyor. Mercuri’nin bulduğu diş, tırtıklı kenarları, keskin üçgen şekli ve milyonlarca yıl önceki denizlerin kalıntısı olarak, bölgedeki diğer fosillerden ayrılıyor. Mercuri, Daily Mail’e yaptığı açıklamada, “Klasik üçgen şeklinde ve tırtıklı kenarları olan bu dişi çok iyi tanıyorum. Daha önce de Florida’da Megalodon dişleri bulduğuma şahit oldum, bu yüzden bulduğum nesnenin ne olduğunu çok iyi biliyordum” dedi.
Fosil dişler, kemiklere kıyasla zamana karşı daha dayanıklıdır ve genellikle uzun süre denizlerin altında kalabilirler. Florida Müzesi’nin açıklamasına göre, denizden karaya vuran ve üstü kumlarla örtülen bu tür fosiller, genellikle fırtınalar, deniz dibi kazıları veya erozyon olayları sonucu ortaya çıkar. Mercuri, dişi nerede bulduğunu tam olarak söylemese de, sadece Florida’nın batı kıyılarında, özellikle Peace River bölgesinde sıkça fosil ve diş bulunabildiğine dikkat çekiyor. “Böylesine nadir bir şeyi bulmak için özel bir taktiğim yok. Florida’nın birçok kıyısında, iç kesimlerde ve kıyı bölgelerinde fosil ve dişi görebilirsiniz. Ama önemli olan, zaman ayırmak, bilgi sahibi olmak ve açık fikirli davranmak. Ayrıca, nereye bakmamanız gerektiğini bilmek de büyük önem taşıyor” ifadelerini kullanıyor.
Yıllardır fosil avcılığı yapan ve 100’den fazla Megalodon dişi toplayan Mercuri, son dönemde jeolojik koşulların uygun olduğu bölgelere giderek daha büyük ve nadir dişler bulmaya başladı. Bu tutku ve tecrübe, onu daha büyük ve değerli fosillere ulaşmaya yöneltiyor. “Geçen yıl, belirli jeolojik koşullara sahip alanlara gitmeye başladım ve bu sayede daha büyük dişler keşfediyorum” diyerek deneyimlerini paylaşıyor.
Odanın rafları, köpek balığı dişleri, kabuklar ve çeşitli fosillerle dolu. Mercuri, bu tutkusunun çocukluk yıllarında, babasıyla yaptığı yürüyüşler sırasında başladığını anlatıyor. Bugüne kadar bulduğu parçalar arasında en çok değer verdiği ise 2024 yılında keşfettiği ilk Megalodon dişi. “O diş bir bebek Megalodon’a ait. Bu son bulduğum diş kadar büyük değil, ama benim için her zaman özel olacak” diyor. Ayrıca, paleontoloji eğitimi almamış olsa da, internet ve sosyal medya gruplarındaki bilgi paylaşımlarıyla bu alanda derin bilgi sahibi olduğunu belirtiyor.
Fosil avcılığına yeni başlayanlara önerisi ise oldukça net: “Kendi kendinize yapmalısınız. Bu sayede aradığınızı daha kolay bulabilirsiniz.” Mercuri, fosil ararken en önemli şeyin, sabır ve gözlem gücü olduğunu söylüyor. Ayrıca, kendi deneyimlerinizi ve öğrendiklerinizi paylaşmak, yeni başlayanlar için oldukça faydalı oluyor. Sosyal medya ve internet grupları aracılığıyla, doğru yerleri ve yöntemleri öğrenip, fosil koleksiyonunu zenginleştirebilirsiniz.”
Megalodon dişleri, dünyada birçok yerde bulunabiliyor, ancak Florida, bu konuda öne çıkan bölge. Bunun en büyük sebepleri arasında, bölgedeki okyanus zemin hareketliliği ve sahil şeridinin fırtınalara açık olması yer alıyor. Araştırmacılar, Megalodonların ağızlarında 250’den fazla diş olabildiğini ve bu dev canlıların okyanusların en tehlikeli avcıları olduğunu belirtiyor. Florida’nın Venice Beach ve Peace River gibi bölgeleri, koleksiyoncular arasında oldukça popüler. Ancak, en değerli ve güzel fosiller, genellikle daha sakin kıyılarda, rastgele gezintiler sırasında bulunuyor. Mercuri, bu süreçte en sevdiği şeyin, beklenmedik bir şeyle karşılaşmanın ve milyonlarca yıldır yer altında kalan bir parça ile temas kurmanın heyecanı olduğunu söylüyor. “Öylece kumun içinde yatmakta olan bu tarih parçalarını bulmak, adeta zamanı elinizde tutmak gibi. En son bulduğum diş ise beni adeta büyüledi” diyerek duygularını ifade ediyor.
Bulgaristan’daki orman yangınının dumanı Edirne’ye ulaştı