40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
İlk gençlik yıllarında, 20’lerinde, 30’larında hatta 40’lı yaşların başında, çoğu kişi Brad Pitt’in gençliğinin enerjisi ve çekiciliğiyle özdeşleştirirdi. Ama zaman geçtikçe, 61 yaşına gelmesine rağmen hâlâ dünyanın en yakışıklı erkekleri arasında sayılması, onun cazibesinin ve bakımına verdiği önemin göstergesidir. Bu durum, sadece genetik faktörlere değil, aynı zamanda onun disiplinli yaşam tarzına ve kendine olan özenine de bağlıdır.
Brad Pitt, son zamanlarda tarzında köklü bir değişiklik yapmış gibi görünüyor. Gençlik yıllarında alışkın olunan klasik ve sade tarzına ek olarak, daha renkli ve cesur kıyafetler tercih ediyor. Bol keten pantolonlar, renkli spor ayakkabılar, ve farklı renklerde takım elbiseler onun yeni stil seçimleri arasında yer alıyor. Eflatun takım elbise, bol mavi kadife pantolonlar, belinden sallanan zincirler ve düğmeleri açık gömlekler, onun alışılmışın dışına çıkıp kendini ifade etme biçimini yansıtıyor.
Bu tarz değişiklikleri görenler, genellikle onu “orta yaş bunalımı” içinde olmakla suçluyor. Bazıları ise, bu renkli ve cesur giyim tarzının, genç sevgilisi Ines de Ramon’un etkisiyle ortaya çıktığını öne sürüyor. Ancak, Pitt’in bu yeni tarzını neden benimsediği ve bu değişimin ardındaki motivasyonu merak konusu olmaya devam ediyor.
Bir film galası sırasında, yeni giyim tercihleri hakkında sorulan soruya yanıt veren Pitt, “Dünyada çok karmaşa var, biraz eğlenmek gerekiyor” diyerek, toplumda yaşanan stres ve sıkıntılar karşısında biraz neşe ve eğlence aradığını ifade etti. “Hala yapabiliyorken biraz eğlenelim” sözleriyle, yaşadığı ortamın ağır atmosferinden uzaklaşmak istediğini gösterdi.
Brad Pitt’in şu anki ilişkisi, uzun süredir birlikte olduğu Ines de Ramon ile oldukça iyi gidiyor. Onun sayesinde, Angelina Jolie ile yaşanan karmaşık boşanma sürecinin acısını hafifletmeye çalıştığı söyleniyor. Ines’in, Pitt’in hayatına taze bir soluk getirdiği ve ona yeni bir enerji kattığı açıkça görülüyor. Ancak, Pitt’in ruh halinin derinlerinde başka bir gerçek yatıyor: Kalbinde büyük bir yara var ve bu yaranın iyileşmesi, sadece çocuklarıyla kuracağı sağlıklı ilişkilerle mümkün olabileceği düşünülüyor.
Angelina Jolie ile boşandıktan sonra, altı çocuğunun da babasına ve ona olan bağları zayıfladı. Biyolojik ve evlatlık çocuklar, annelerine olan sadakatleri nedeniyle Pitt ile görüşmek bile istemiyor. Bu durum, Pitt’in iç dünyasında derin bir üzüntü ve yalnızlık yaratıyor. Sevgilisi Ines de Ramon bile, bu duygusal yükü hafifletmeye yetmiyor. Yaşadığı bu hayattan dolayı, Pitt’in renkli kıyafetler ve farklı tarzlar denemesi, aslında içsel bir kaçış ve kendini ifade etme çabası olarak değerlendiriliyor.
Bir yandan, yeni bir film olan “F1: The Movie”nin beklentileri karşılamaması ve seyirci ilgisinin düşük olması, Pitt’in kariyeri açısından stres yaratıyor. Ayrıca, tarzını değiştirme ve saçlarını kısa kestirme kararı, onun orta yaş krizine girdiğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. Hollywood’un en önemli stil ikonlarından biri olan Timothée Chalamet’nin stil danışmanı Taylor McNeill ile çalışması, Pitt’in de tarzını güncelleme çabasında olduğunu gösteriyor. Ancak, 29 yaşındaki Chalamet’nin cesur ve renkli tarzı, bazen Pitt’e “orta yaş krizi” gibi görünmesine neden oluyor.
Brad Pitt, sadece bir aktör değil, aynı zamanda zamanın ve modanın da nabzını tutan bir ikon haline geldi. Giyim tarzındaki değişiklikler, kişisel hayatındaki karmaşık duygusal durumları ve içsel arayışlarını yansıtırken, kariyerinde de yeni bir sayfa açmaya çalışıyor. Onun hikayesi, hem bir dönemin ve stilin simgesi olarak hem de iç dünyasındaki derin çatışmaların ifadesi olarak dikkat çekiyor.
Vanessa Hudgens’in Mutlu Düğünü ve Aile Hayatı