ABD’nin Lübnan politikasında önemli bir dönüm noktası olan son gelişmeler, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendirmeye devam ediyor. Büyükelçi Tom Barrack‘ın sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşım, Hizbullah’ın silahsızlandırılma sürecine ilişkin yeni bir perspektif sunuyor. Barrack, Lübnan hükümetinin güvenilirliğinin, ilkelerle uygulama arasındaki uyum ve tutarlılık ile doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı. Ayrıca, silahların “devletin mutlak kontrolü” altında olmasının, ülkenin istikrarı ve egemenliği açısından hayati önem taşıdığını belirtti.
Barrack, yaptığı açıklamalarda, “Hizbullah, silahlarını elinde tuttuğu sürece, sözler yeterli olmayacak. Hükümet ve Hizbullah, Lübnan halkını şu anki durumun sürüncemesinde bırakmamak için şimdi tam bir kararlılık gösterip harekete geçmeli.” ifadeleriyle, acil ve kararlı bir adım çağrısı yaptı. Bu açıklamalar, bölgedeki güç dengelerinin ve uluslararası ilişkilerin yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor.
ABD’nin Silahsızlandırma Çabaları ve Bölgesel Gelişmeler
ABD, Hizbullah’ın silahlarının tamamen ortadan kaldırılması konusunda ısrarcı konumunu sürdürüyor. 19 Haziran’da Beyrut yönetimine yönelik olarak sunulan teklif, tüm silahların yalnızca devletin kontrolünde toplanmasını içeren ciddi bir stratejiyi temsil ediyor. Barrack, bu öneriyi “ülkenin güvenliği ve istikrarı için öncelikli” olarak nitelendirdi ve bölgedeki gelişmeler ışığında, bu hedefe ulaşmanın şart olduğunu vurguladı.
27 Haziran’da ise, Al Arabiya televizyonuna konuk olan Barrack, bölgesel meselelerde yaptığı değerlendirmelerde, Hizbullah’ın askeri kanadının tamamen ortadan kalkması gerektiğine dikkat çekti. “Siyasi kolu değil, askeri yapısı kabul edilemez. Silahsızlanma için belirli bir takvim belirlenmeli ve bu süreç en azından Litani Nehri’nin kuzeyine çekilerek sınırlandırılmalı,” şeklinde ifadelerde bulundu. Bu öneriler, Lübnan’da güçlerin yeniden düzenlenmesi ve uluslararası destekle uyumlu adımların atılması konusunda önemli bir tartışma zemini oluşturuyor.
Son olarak, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım’ın 6 Temmuz’daki Aşura töreninde yaptığı açıklamalar, bölgedeki gerginliği ve tarafların tutumlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Kasım, Hizbullah’ın silahlarını teslim etme çağrılarına, “İsrail’in Lübnan’daki saldırıları sona ermeden, silahlarımızı bırakmayız,” diyerek yanıt verdi. Bu durum, Lübnan’daki siyasi ve askeri dengelerin ne kadar kırılgan ve karmaşık olduğunu gösteriyor.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!