40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Yaklaşık 4 bin yıl önce, Mezopotamya bölgesinde kurulan ve gelişen Babil uygarlığı, dönemin en büyük ve etkileyici şehirlerinden biri olarak tarih sahnesinde yer aldı. Günümüzde Irak’ın başkenti Bağdat’ın yaklaşık 84 kilometre güneyinde bulunan Babil harabeleri, hem tarihi önemi hem de arkeolojik zenginliğiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde korunuyor. Bu antik kent, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda kültürel ve dini yapılarıyla da dikkat çekiyor ve insanlık tarihine ışık tutuyor.
Babylon’un kültürel mirası, günümüze ulaşan yazılı belgeler ve eserlerle devam ediyor. Bunlar arasında en bilinenleri ise “Enuma Eliş” yani Babil Yaratılış Destanı ve “Hammurabi Kanunları”dır. Enuma Eliş, evrenin oluşumu ve tanrıların savaşlarını anlatan epik bir metin olup, eski mezopotamya mitolojisinin temel taşlarından biridir. Hammurabi Kanunları ise, dünyanın en eski ve en detaylı hukuk metinlerinden biri olarak, toplum düzenini ve adaleti sağlama amacıyla yazılmıştır.
Mezopotamya’nın bu kadim metinleri, genellikle çivi yazısı ile kil tabletler üzerine kaydedilmiştir. Ancak zamanla bu tabletler çeşitli nedenlerle zarar görmüş ve parçalanmıştır. Günümüzde, Irak Bağdat Üniversitesi ve Almanya Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nin ortak çalışmalarıyla, yapay zekâ teknolojilerinin de desteğiyle, bu eski metinlerin yeniden çözülmesi ve anlamlandırılması hedefleniyor.
İşte bu kapsamda, ekipler Irak’taki antik Sippar kentinde bulunan Şamaş Tapınağı’nda keşfedilen yüzlerce çivi yazılı tableti detaylı bir şekilde analiz ediyor. Araştırma ekibinin önemli isimlerinden Asuroloji uzmanı Enrique Jiménez, geliştirdikleri “Elektronik Babil Kütüphanesi Platformu” sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki farklı tablet parçalarını yapay zekâ algoritmalarıyla eşleştirip bir araya getiriyor. Bu sayede, kayıp metinlerin tamamına ulaşmak ve anlamlarını çözmek mümkün oluyor.
Jiménez, yaptığı açıklamada, bu yeni teknolojik platform sayesinde, daha önce yıllarca süren çalışmaların çok daha kısa sürede tamamlandığını belirtti. Ayrıca, platformun yardımıyla, kayıp ve bilinmeyen ilahî metinlere ulaşarak, Babil toplumunun bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkardıklarını ifade etti. Bu çalışmalar sonucu, yaklaşık 250 satırlık bir ilahinin tamamı ilk kez eksiksiz biçimde okunabildi ve Babil’in dini, sosyal ve kültürel yaşamına dair yeni bilgiler edinildi.
İlahide, Babil’in güçlü mimarisi ve Fırat Nehri’nin bereketi detaylarıyla anlatılırken, aynı zamanda kentteki kadınların önemli bir kısmının rahibe olarak görev yaptığı bilgisi de ilk defa ortaya çıktı. Ayrıca, Babil halkının farklı kültürlere ve dinlere karşı gösterdiği hoşgörü ve saygı da bu metinlerde vurgulanıyor.
“Bilge efendi Nudimmud tarafından tesis edilmiş Fırat,
Çayırları sulayıp, sazlıkları doyurur,
Sularını lagünlere ve denize salar,
Tarlaları otlar ve çiçeklerle coşar,
Çayırlarında parlak başaklar, arpa filizlenir,
Biçilen ekinler yığınlara dönüşür,
Sürü ve hayvanlar yeşil meralarda yatar,
Servet ve ihtişam, insanlara yakışan—
Cömertçe sunulur, çoğalır ve asilce verilir.”
Bu çalışmalar, yapay zekânın arkeolojide ve tarih araştırmalarında yeni ufuklar açabileceğinin güzel bir örneğidir. Uzmanlar, teknolojik gelişmeler devam ettikçe, Babil’in görkemini ve kültürel zenginliğini daha derinlemesine anlamamızın mümkün olacağını öngörüyorlar.
Temmuz Ayına Özel Dev Oyun İndirimleri: Sony’den Eşsiz Fırsatlar