40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
Avrupa genelinde etkili olan ve giderek şiddetini artıran aşırı sıcak hava dalgası, milyonlarca insanı yeni iklim koşullarına uyum sağlamaya zorluyor. Geceleri bile sıcaklıkların 32 santigrat derecenin altına düşmediği bölgelerde, iklim değişikliğinin etkileri gözler önüne seriliyor. Bu sıcaklık artışlarına rağmen, Avrupa’da klima kullanım oranları halen oldukça düşük seviyelerde bulunuyor.
ABD’deki evlerin yaklaşık %90’ında klima bulunurken, Avrupa’da bu oran sadece %20 civarında. Birleşik Krallık’ta evlerin sadece %5’inde, Almanya’da ise %3’ünde soğutma sistemleri mevcut.
Türkiye’de ise 2024 TÜİK verilerine göre, evlerde klima kullanımı yüzde 32 seviyesinde iken, iş yerlerinde bu oran %50’yi aşmış durumda.
Bu değişimin temel nedeni, Avrupa’nın, özellikle kuzey bölgelerinin, tarihsel olarak uzun süreli aşırı sıcaklara alışık olmaması ve buna göre tasarlanmış binalarının bulunmasıdır. Uluslararası Enerji Ajansı Enerji Verimliliği ve Kapsayıcı Geçişler Ofisi Başkanı Brian Motherway, “Avrupa’da klimatizasyon alışkanlıklarımız yeni gelişiyor çünkü nispeten yakın zamana kadar büyük bir ihtiyaç görmüyorduk” diyor.
Bunun sonucunda, klimanın geleneksel olarak lüks bir ürün olarak görülmesi ve maliyetlerin yüksek olması, yaygınlaşmasını engelliyor. Avrupa ülkelerinde enerji maliyetleri ABD’ye kıyasla daha yüksek olmasına rağmen, gelir seviyeleri genellikle daha düşük. Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya saldırısından sonra enerji fiyatlarının yükselmesi, Avrupa’nın enerji bağımlılığını azaltma çabalarını hızlandırdı. Fiyatlar 2022’den bu yana istikrara kavuşmuş olsa da, birçok Avrupalı için bir klima ünitesini çalıştırmak hala ciddi bir maliyet anlamına geliyor.
Güney Avrupa’daki bazı binalar, geleneksel olarak kalın duvarlar, küçük pencereler ve güneşi engelleyen tasarımlarla inşa edildi. Bu mimari özellikler, binaların doğal soğuk kalmasını sağlayarak yapay soğutma ihtiyacını azaltıyor. Ancak, Avrupa’nın diğer bölgelerindeki eski yapılar, sıcaklara dayanacak şekilde tasarlanmamış durumda. Motherway, “Yazın nasıl serin kalacağımızı düşünme alışkanlığımız yeni yeni gelişiyor” diyerek bu durumu vurguluyor.
1900’den önce inşa edilen çok sayıda yapı, Avrupa’nın iklim ihtiyaçlarına uygun değil. İngiltere’de kaydedilen en sıcak haziran ayını geride bırakan dönemlerde, her altı evden biri 1900’lerden önce inşa edilmiştir.
Motherway, eski yapılara merkezi klima sistemleri kurmanın zorluklarına dikkat çekerek, “Daha büyük bir sorun, bürokratik engeller. Özellikle koruma altındaki bölgelerde veya tarihi yapılar üzerinde, dış ünitelerin görünümünü değiştirme izinleri sıkça reddediliyor,” diyor. Bu durum, kurulum maliyetlerini ve süreçlerini daha da zorlaştırıyor.
Avrupa’nın 2050 yılına kadar ‘iklim nötr’ olma hedefi, klima kullanımını sınırlama yönünde bir faktör olarak görülüyor. Klimanın sadece enerji tüketimini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda dışarıya ısı yayması, şehirlerde sıcaklık artışını tetikliyor. Paris’te yapılan araştırmalar, klima kullanımıyla dış sıcaklıkların yaklaşık 2 ila 4 santigrat derece daha yükselebileceğini ortaya koyuyor.
İspanya gibi ülkeler, 2022 yılında kamuya açık alanlarda klimaların sıcaklık ayarını 27 santigrat derecenin altına indirmeyi engelleyen kurallar getirdi.
Ancak, Avrupa’nın hızla ısınması ve iklim sıcak noktası haline gelmesiyle birlikte, klima kullanımına ilişkin tutumlar ve endişeler değişmeye başladı. Kıtada, enerji yoğun klima sistemlerinin olumsuz etkileri ve sürdürülebilir alternatifler arayışları öne çıkıyor. Yetunde Abdul, “Evlerimizin sadece soğuk iklimlere değil, giderek daha aşırı sıcaklara da dayanıklı olması gerekiyor” diyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) raporu, Avrupa’da 2050’ye kadar klima ünitesi sayısının 275 milyona ulaşabileceğini ve bu rakamın 2019’a göre iki katına çıkacağını öngörüyor. Air Conditioning Company’den Salmon ise, “Son beş yılda konutlarda klima talebi üç katına çıktı” diyerek artan ihtiyacı vurguluyor.
Oxford Üniversitesi’nden Radhika Khosla, fosil yakıtla çalışan klimaların, gezegenin ısınmasını artırdığını ve bu döngüyü kötüleştirdiğini belirtiyor. “Sıcaklıkların artması, iklim değişikliğini daha da hızlandırıyor” diyor. Motherway ise, aşırı sıcakların ve sağlık üzerindeki olumsuz etkilerin artmasıyla birlikte, Avrupa’da klima algısının mutlaka değişeceğine inanıyor. En önemli mesele, soğutma sistemlerinin verimliliğini artırıcı ve iklim etkilerini azaltıcı düzenlemelerin hayata geçirilmesi.
Motherway, “Bugün satılan her klima, önümüzdeki on veya yirmi yıl boyunca enerji tüketimini ve emisyonları belirliyor. Bu yüzden, başlangıçtan doğru adımlar atmak büyük önem taşıyor” diyerek sözlerini tamamlıyor.
CNN’in ‘European summers are getting brutally hot. So why is air conditioning so rare?’ başlıklı haberinden derlenmiştir.
Alaçatı’da Yazın En Güzel Etkinlikleri ve Lezzet Durakları