Avrupa Parlamentosu Güvensizlik Oylaması ve Son Gelişmeler

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e karşı verilen güvensizlik önergesi görüşülecek, von der Leyen de 10 Temmuz'da yapılacak oylama öncesinde oturuma katılarak iddialara yanıt verecek. AP'nin Rumen milletvekili Gheorghe Piperea tarafından verilen önergeyi halihazırda 79 vekilin desteklediği biliniyor.

Von der Leyen'e Yönelik Güvensizlik Oylaması ve Tartışmalar

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu, 10 Temmuz tarihinde önemli bir güvensizlik önergesi oylamasına sahne olacak. Toplantının gerçekleşeceği Strasburg’da, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in durumu hakkında ciddi tartışmalar devam ediyor. Bu oylama öncesinde kendini savunmak üzere bir konuşma yapması bekleniyor. Oylamada, 720 milletvekilinden en az üçte ikisinin, yani 480'inin önergeyi desteklemesi gerekiyor. Bu oran, güvensizlik kararını kabul etmek için gerekli olan çoğunluğu temsil ediyor.




Destekçilerin çoğunluğu, Avrupa Muhafazakarlar ve Reformistler Grubu (ECR) üyelerinden oluşurken, diğer destekçiler arasında aşırı sağcı gruplar olan Egemen Ulusların Avrupası (ESN) ve Avrupa'nın Vatanseverleri grubu üyeleri ile 14 bağımsız milletvekili bulunuyor. Ayrıca, Avrupa Halk Partisi (EPP) üyeleri arasında da bazı isimler bu önergeyi destekleme yönünde imza attı. Özellikle Slovenya’dan milletvekili Branko Grims’in, önergenin Genel Kurul gündemine alınması için imza veren isimler arasında yer aldığı öğrenildi.

Şeffaflık Eleştirileri ve İddialar

Güvensizlik önergesi, Von der Leyen’in şeffaflık ilkelerini ihlal ettiği iddialarıyla gündeme geldi. Özellikle, Kovid-19 salgını sırasında aşı temini görüşmeleri kapsamında Pfizer CEO’su Albert Bourla ile yapılan telefon mesajlaşmalarının içeriğinin açıklanmaması, bu konuda ciddi eleştirilere neden oldu. Avrupa Parlamentosu üyeleri, bu durumun iyi yönetişim ilkelerine aykırı olduğunu ve şeffaflık ilkesine zarar verdiğini savundu.

Piperea adlı Avrupa Parlamentosu üyesi, daha önce yaptığı açıklamada, Ursula von der Leyen hakkında yolsuzluk şüphesi olduğunu da dile getirmişti. Kamu harcamalarında usulsüzlük iddialarını gündeme getiren Piperea, Avrupa Birliği'nin, özellikle 2030 hedefleri kapsamında duyurulan ve 150 milyar euro tutarında finanse edilmesi planlanan SAFE regülasyonunu, AP’nin süreç dışına çıkarak kabul ettiğini ve bunun demokratik ilkelerle bağdaşmadığını vurgulamıştı.

Geçmişteki Girişimler ve Sonuçlar

Bu tür güvensizlik oylamaları, Avrupa Parlamentosu tarihinde ilk defa gerçekleşmiyor. Geçmişte de pek çok kez AB Komisyonu başkanlarını devirmek amacıyla girişimler oldu, ancak bunların hiçbiri başarıyla sonuçlanmadı. En son girişim, Kasım 2014’te eski Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker liderliğindeki Komisyon’a karşı yapıldı. Bu dönemde ortaya çıkan “Lüksemburg Sızıntıları” adlı mali skandal sonrası güvensizlik oylaması düzenlenmişti. Oylamada, 670 milletvekilinden yalnızca 101 kişi güvensizlik yönünde oy kullanmış ve eşiğin aşılması sağlanamamıştı.

Bir başka örnek ise Mart 1999’da gerçekleşti. O dönemde, yine eski Lüksemburg Başbakanı Jacques Santer liderliğindeki Komisyon, AP oylamasını beklemeden istifa etti. Bu adım, o dönemki siyasi gelişmeler ve skandallar sonucunda alınmıştı.