41,9356$% 0,24
48,7963€% 0,44
5.386,16%-2,86
9.254,00%-3,29
36.903,00%-3,29
10.861,03%-0,74
02:00
İğneler, aşı uygulamalarında hız, etkinlik ve pratiklik açısından avantaj sağlarlar. Ancak, birçok kişi için korkutucu ve ağrılı olabilmesi nedeniyle, bu yöntemler bazen istenilen genişlikte kabul görmüyor. Ayrıca, kullanılmış enjektörler biyolojik atık olarak değerlendirilerek çevre ve hijyen açısından sorunlar oluşturabilir. Geleneksel enjeksiyonlar, genellikle kan dolaşımındaki antikorları tetiklerken, grip veya COVID gibi hastalıklar çoğu zaman burun ve ağız yoluyla alınan yollarla vücuda giriyor. Bu nedenle, mukozal bağışıklığı güçlendiren yeni ve daha az travmatik yöntemlere olan ihtiyaç giderek artıyor.
Mevcut çalışmalar, diş etleri ve ağız içerisindeki mukozal bölgelere odaklanarak, bu alanların aşılama için yeni potansiyel noktalar olduğunu ortaya koyuyor. Burun spreyi gibi alternatifler geliştirilmiş olsa da, bu yöntemler genellikle epitel tabakasını aşmakta zorluklar yaşıyor. Ancak, diş ve diş eti arasında bulunan “junctional epitel” bölgesi, diğer mukoza dokularına kıyasla daha geçirgen bir yapıya sahip. North Carolina State Üniversitesi’nden biyomedikal mühendis Harvinder Singh Gill, bu bölgenin vücuda aşı vermek için benzersiz bir fırsat sunduğunu belirtiyor.
Bu ekip, grip aşısını balmumsuz diş ipine uygulayarak, laboratuvar ortamında farelerin diş aralarını temizledi. Sonuçlar oldukça çarpıcıydı: Diş ipi yöntemi, dil altı aşılara kıyasla çok daha güçlü bir antikor yanıtı oluşturdu. Üstelik bu yöntem, burun yoluyla uygulanan aşı kadar etkili bir bağışıklık sağlayabiliyor. Ayrıca, nasal aşılarda bazen aşı bileşenlerinin beyne ulaşma riski bulunurken, diş eti bölgesine yapılan uygulamalar bu tür riskleri taşımıyor ve daha güvenli olarak kabul ediliyor.
Ekibin çalışmalarında yalnızca grip aşısı değil, aynı zamanda inaktive virüsler, mRNA ve protein bazlı aşılar da denendi. Her durumda, epitel bölge, bağışıklık tepkisini başarılı şekilde tetikledi. Üstelik, fareler aşı sonrası yemek yediğinde bile bağışıklık yanıtında herhangi bir azalma gözlenmedi. Bu, yöntemin sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından önemli bir avantaj olarak öne çıkıyor.
Küçük bir gönüllü grubunda gerçekleştirilen testlerde, diş ipi yerine “floss pick” adı verilen plastik diş ipi aparatları kullanılarak, gıda boyasıyla yapılan denemelerde aşının hedef bölgeye ulaşabileceği gösterildi. Katılımcıların yaklaşık %60’ı, boyanın doğru bölgeye iletildiğini doğruladı. Bu da yöntemin pratik ve uygulanabilir olduğunu ortaya koyuyor.

Ancak, araştırma ekibi klinik denemeler öncesinde daha fazla çalışma yapmayı planlıyor. Gill, “Bu yöntemin bebeklerde veya dişleri olmayan bireylerde uygulanması şu an için mümkün değil” diyerek, özellikle diş eti hastalıklarının ve diğer sağlık koşullarının yöntemin etkinliğini nasıl etkileyebileceğini araştırmaya devam edeceklerini belirtiyor. Ayrıca, bu yeni yaklaşımın geniş kitlelere ulaştırılabilmesi ve onay sürecinin tamamlanması zaman alabilir.
Eğer klinik çalışmalar başarılı olursa, bu yöntem iğne korkusu yaşayan insanlar için büyük bir kolaylık sağlayabilir. Ağrısız, pratik ve etkili bir şekilde uygulanan bu yöntem, toplum genelinde aşılama oranlarını artırabilir ve böylece toplum sağlığında önemli bir fark yaratabilir. Bu yenilik, geleneksel enjeksiyonlara alternatif olarak, sağlık alanında devrim niteliğinde bir adım olabilir.
Yapay zekâda yeni dönem: Sohbet botlarından “Ajanlara” geçiş
1
Amazon’dan Kargo Teslimatında Devrim Gibi Adım: Kamyonetlerden ‘Fırlayacak’ İnsansı Robotları Test Ediyor
306 kez okundu
2
Samsung Cihazlarda DNS Ayarı Nasıl Değiştirilir: Telefon, Tablet ve TV’ler İçin Kapsamlı Rehber
256 kez okundu
3
Elon Musk’a Tepkiler Tesla’yı Vurdu: İngiltere’de Satışlar Çakıldı, Çinli Rakip Rekor Kırdı!
240 kez okundu
4
WhatsApp’a Reklam Özelliği ve Gelecek Vizyonları Hakkında Detaylı Bir Analiz
198 kez okundu
5
Apple iOS 26: Mobil İşletim Sistemlerinin Geleceğine Kapsamlı Bir Bakış
195 kez okundu