Arz-ı Mev’ud ve İsrail’in Toprak Politikaları
Ortadoğu coğrafyası yüz yılı aşkın bir süredir dini, etnik ve siyasi çatışmaların odağında yer alıyor. İsrail saldırganlığının ve diğer bölgesel gerginliklerin temelinde yatan tarihsel ve ideolojik unsurlardan biri de "Arz-ı Mev'ud" (Vaadedilmiş Topraklar) kavramı. Peki, Arz-ı Mev’ud nedir? Hangi toprakları kapsar? İsrail’in bu ideal doğrultusunda attığı adımlar ne anlama geliyor?
Arz-ı Mev'ud Nedir?
Arz-ı Mev'ud, İbranice'de "vaad edilmiş topraklar" anlamına gelir ve Yahudi inancında, Tanrı'nın Hz. İbrahim ve soyuna vadettiği kutsal toprakları ifade eder. Bu kavram, Tevrat'taki çeşitli bölümlerde özellikle Tekvin (Yaratılış) kitabında yer almaktadır. Bu vaat, "Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan geniş bir alanı kapsar" ifadesiyle anlatılır ve Yahudi toplumu için büyük bir anlam taşır.
Arz-ı Mev'ud’un Kapsadığı Bölgeler
Modern haritalarla karşılaştırıldığında, Arz-ı Mev'ud ideali, Nil Nehri'nden Fırat Nehri'ne kadar uzanan geniş bir coğrafyayı ifade eder. Bu sınırlar, günümüzde Mısır'ın Sina Yarımadası ve Nil Nehri'ne kadar olan alanı, tüm Filistin toprakları, Ürdün'ün tamamı, Suriye'nin güney kesimleri, Irak'ın batısı ve Suudi Arabistan'ın kuzey bölgelerini kapsar. Ancak, bazı internet ortamlarındaki ideolojik "Büyük İsrail" haritalarında ise bu sınırlar çok daha geniş bir şekilde yorumlanmakta ve İran’a kadar uzanıp, Türkiye’nin doğu illerini de içine alan geniş bölgeyi kapsamaktadır. Bu haritalar, İsrail’in "Vaad edilmiş topraklar" idealini koruma arzusu ve bölgedeki güvensizliği artırıcı bir unsur olarak görülmektedir.
İsrail'in Genişleme Politikası ve Güncel Durum
İsrail devleti, resmi politikasında Arz-ı Mev'ud’u açıkça bir hedef olarak benimsemese de, bazı aşırı sağcı Siyonist gruplar ve dini çevreler bu ideali canlı tutmaya devam etmektedir. Özellikle Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimleri, Ürdün Vadisi üzerindeki kalıcı kontrol, Golan Tepeleri’nin ilhak edilmesi ve diğer toprak kazanımları, birçok analist tarafından İsrail’in Arz-ı Mev'ud doğrultusunda hareket ettiği şeklinde yorumlanmaktadır. Bu durum, bölgedeki politikaların sadece güvenlik endişeleriyle değil, aynı zamanda ideolojik ve dini temellere dayanan bir genişleme arzusu olduğunu göstermektedir.
İdeolojik ve Bölgesel Endişeler
Arz-ı Mev'ud ideali, bölge ülkeleri ve Filistin’de yıllardır kuşkuyla karşılanmış ve İsrail’in genişleme potansiyeli konusunda ciddi endişelere yol açmıştır. Bu nedenle, bölgedeki çatışmalar sadece toprak meselesi değil, aynı zamanda ideolojik bir mücadele olarak da algılanmaktadır. İsrail’in çeşitli toprak politikaları, bölgedeki istikrarsızlığı artırmakta ve iki devletli çözüm olasığını zorlaştırmaktadır. Ayrıca, aşırı milliyetçi ve yerleşimci grupların söylemlerinde bu idealin izleri açıkça görülmekte ve bu durum, barış sürecini olumsuz yönde etkilemektedir.
Sonuç ve Günümüz Perspektifi
Günümüzde, İsrail’in resmi politikası Arz-ı Mev'ud’u temel almamakla birlikte, bazı siyasi ve dini grupların söylemlerinde bu idealin etkileri devam etmektedir. Bölgede yaşanan gelişmeler ve ideolojik eğilimler, bu düşüncenin zihinlerde ve haritalarda yaşamaya devam ettiğine işaret etmektedir. Bu durum, bölgedeki karmaşık dinamikleri ve barış süreçlerini derinden etkileyen önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir.