Genel

Amelia Earhart’ın Kayboluşunun Gizemi 88 Yıl Sonra Çözülme Yolunda mı?

Amelia Earhart’ın kayboluşunun gizemi 88 yıl sonra çözülüyor mu? Detaylar ve güncel gelişmeler için hemen tıklayın!

Amerikalı havacı Amelia Earhart’ın 1937 yılında Pasifik Okyanusu’nda kayboluşunun üzerinden geçen uzun zamanın ardından yeni gelişmeler, gizemin çözülme olasılığını güçlendiriyor. Purdue Üniversitesi liderliğinde yürütülen kapsamlı bir araştırma, Earhart ve navigatörü Fred Noonan’ın kullandığı Lockheed Model 10-E Electra tipi uçağın kalıntılarına dair umut verici kanıtlar ortaya koydu.

Yapılan analizler, en çok Nikumaroro Adası çevresinde yoğunlaşıyor. Fiji’ye yaklaşık 1600 kilometre uzaklıktaki bu ıssız ve mercan kayalıklarla çevrili adada, araştırmacılar yeni ipuçları buldu. Özellikle, deniz altındaki ‘Taraia Cismi’ adı verilen anomalinin, kayıp Electra uçağına ait olabileceği düşünüldü. Bu keşif, kayboluşun ardındaki sırrı çözmek adına büyük bir adım olarak görülüyor.

Bu gelişmeler, sadece bir uçuş kaybını değil, aynı zamanda gökyüzü ve denizlerin derinliklerinde saklı kalan bir efsanenin de peşine düşmek anlamına geliyor. Peki, 88 yıl önce neler yaşandı? İşte detaylar…

Amerikali havaci Amelia Earhartin 1937 yilinda Pasifik Okyanusunda kaybolusunun uzerinden gecen

1920’lerde Başlayan Cesur Bir Hikaye

Amelia Earhart’ın havacılık macerası, 1920’de pilot Frank Hawks ile yaptığı ilk yolculukla başladı. Uçmaktan duyduğu tutku, onu hızla eğitime yöneltti ve 1922’de 14 bin fit yüksekliğe çıkarak kadınlar arasında yüksek irtifa rekorunu kırdı. Bu başarısı, onun havacılık dünyasında tanınmasını sağladı.

1920lerde Baslayan Cesur Bir Hikaye

1928’de Atlas Okyanusu’nu yolcu olarak geçen ilk kadın olmayı başardıktan sonra, 1932’de tek başına Atlantik’i geçerek büyük bir başarı elde etti. Aynı yıl, kıtalararası solo uçuşuyla da kadınların havacılıkta yeni sınırlar zorlamasına öncülük etti. Bu başarılar, onun sadece bir havacı değil, aynı zamanda kadınların güçlenmesini simgeleyen ikonik bir figür haline gelmesini sağladı.

Yarım Kalan Bir Yolculuk ve Gizemli Son

1 Haziran 1937’de, kendi deyimiyle “dünyanın çevresini uçan ilk kadın” olma hayaliyle gökyüzüne çıkan Earhart, Oakland’tan havalanarak Miami’ye doğru ilerliyordu. Ancak, planlanan Howland Adası’na ulaşamadılar. Radyo iletişimi kesildi ve o andan sonra uçağın akıbeti bilinmez hale geldi. Bu olay, 20. yüzyılın en büyük gizemlerinden biri olarak tarih sayfalarına geçti.

Yarim Kalan Bir Yolculuk ve Gizemli Son

Birçok teori öne sürüldü: denize çakıldılar, Nikumaroro’ya zorunlu iniş yaptılar ya da farklı senaryolar gündeme getirildi. Ancak, yeni araştırmalar bu gizemi çözmek için önemli ipuçları sağlayabilir. İşte bu noktada, yeni keşifler ve bilimsel çalışmalar devreye giriyor.

Uydu Görüntüleri ve Kayıp Uçağın İzleri

2020 yılında, bir vatandaşın Apple Maps üzerinde fark ettiği gizemli gölge, araştırmacıların ilgisini çekti. Bu olgu, Arkeolojik Miras Enstitüsü (ALI) tarafından detaylıca incelendi ve 29 uydu görüntüsü üzerinde analiz yapıldı. Sonuçlar, cismin yaklaşık 10 metre uzunluğunda metalik bir yapı olabileceğine işaret ediyor. Ayrıca, bu nesnenin aynı konumda sabit kalması, bir uçağın iniş veya çarpışma sonrası orada kalmış olabileceğine dair önemli bir ipucuna dönüştü.

Uydu Goruntuleri ve Kayip Ucagin Izleri

İzler ve Kanıtlar: Kemikler ve Dönemsel Eşyalar

Yapılan adli analizler, bölgede bulunan insan kemiklerinin, kemik boyutlarının Amelia Earhart’a ait olma ihtimalini %99’a yakın seviyeye çıkardı. Ayrıca, adada keşfedilen 1930’lara tarihlenen kadın ayakkabısı, krem kutuları, makyaj malzemeleri ve ilaç şişeleri, bölgedeki yaşam ve olaylara dair önemli bilgiler sağlıyor. Bunlar, dönemin kadınlarına özgü kişisel eşyalar olmasıyla dikkat çekiyor. Ayrıca, 1938’den beri aynı noktada kalan metalik nesne ve 1930’lara ait fotoğraf, bu teoriyi güçlendiren detaylar arasında yer alıyor.

Izler ve Kanitlar Kemikler ve Donemsel Esyalar

Yeni Keşif Seferi ve Çalışmalar

Bu kapsamlı bulgular, araştırmacıları daha derinlemesine bir kazı ve inceleme yapmaya yöneltti. Kasım ayında başlayacak olan ‘Taraia Nesne Seferi’, üç aşamalı planla gerçekleştirilecek: ilk aşamada adada saha çalışmaları, ikinci aşamada detaylı arkeolojik kazılar ve son aşamada ise uçağın parçalarının ortaya çıkarılması hedefleniyor. Arkeolojik Miras Enstitüsü Direktörü Richard Pettigrew, bu çalışmaların, kayıp uçağın ve Earhart’ın hikayesini nihayet tamamlaması açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor.

Yeni Kesif Seferi ve Calismalar

Purdue Üniversitesi’nin Rolü ve Tarihe Katkısı

Amelia Earhart’ın hayatında ve kayboluşunda Purdue Üniversitesi’nin önemli bir yeri var. Uçuş öncesinde, üniversiteden kadınlara kariyer danışmanlığı yapan Earhart, aynı zamanda Electra uçağını edinmesinde de üniversitenin desteğini aldı. Purdue Üniversitesi Başkanı Mung Chiang, yaptığı açıklamada, “Yaklaşık 90 yıl önce başlayan bu hikâyeye, yeniden bilimsel katkılarda bulunmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Bu gelişmeler, hem tarih hem de bilim dünyasında büyük yankı uyandırmaya devam ediyor. Günümüzde, gökyüzünün ve denizlerin derinliklerinde saklı kalan sırların ortaya çıkmasıyla, Amelia Earhart’ın kayboluşunun gizemi yavaş yavaş aydınlanabilir. Belki de, onun cesareti ve kararlılığı, bu yeni keşiflerle yeniden hayat bulacak.

Daily Mail’in ‘Amelia Earhart twist as fresh clues pinpoint location of lost plane after 88 years’ başlıklı haberinden derlenmiştir.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

💬 Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorumunuzu göndererek Gizlilik Politikası'nı kabul etmiş olursunuz.