ABD ve Avrupa’da Ukrayna Politikalarındaki Son Gelişmeler
Trump yönetiminin göreve başlamasının ardından Rusya karşıtı cephede ayrı düşen ABD ve AB tekrar aynı noktaya dönme sinyalleri veriyor. Rusya’nın “oyalama taktiğinden bıktığı” belirtilen Trump’ın Moskova’ya karşı sert yaptırımlara yeşil ışık yakması gündemde.
ABD ve Avrupa Birliği arasında Ukrayna politikalarında yeni yönelimler
Ocak ayından itibaren göreve başlayan ABD yönetimi, özellikle Ukrayna konusunda Avrupa’dan farklı bir tutum sergileyerek Rusya’ya yönelik sert söylemler geliştirmeye başladı. Donald Trump yönetimi, Ukrayna’daki mevcut duruma yeni bir perspektiften bakarken, Avrupa ülkeleri ise daha farklı bir strateji izlemekte. Bu gelişmeler, uluslararası arenada Kiev’e verilen desteğin ve politikaların yeniden şekillenmesine neden oluyor.
Senatör Lindsay Graham’dan Rusya’ya ekonomik yaptırım çağrısı
ABD’nin şahin kanadını temsil eden Cumhuriyetçi Senatör Lindsay Graham, Başkan Trump’ın Rusya ile petrol ve doğalgaz ticareti yapan ülkelere %500 oranında vergi uygulanmasını öngören yasa tasarısına destek verdiğini açıkladı. Graham, ABD Başkan’ı ile birlikte golf oynarken Ukrayna’daki savaşı konuştuklarını ve Trump’ın, “Rusya’nın oyalama taktiklerinden bıktığını” söylediğini belirtti. Ayrıca, “Senato’da 80’in üzerinde milletvekilinin desteklediği bu vergi yasası, Rusya’yı ağır şekilde cezalandırmayı ve savaşı finanse eden mali kaynaklarını kurutmayı amaçlıyor” ifadelerini kullandı. Bu adımların, Rusya’ya karşı güçlü bir mesaj iletmek ve savaşın finansmanını durdurmak adına önemli bir hamle olduğu vurgulandı.
Alman Dışişleri Bakanı’nın Kiev ziyareti ve Ukrayna’ya destek açıklamaları
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, ilk kez Kiev’e yaptığı resmi ziyarette, Ukrayna’ya olan desteklerini açıkça dile getirdi. Bakan, “Putin’in emperyalist heveslerine izin vermeyeceğiz” diyerek, Almanya’nın Ukrayna’ya hem askeri hem de siyasi anlamda desteğinin devam edeceğinin sinyalini verdi. Bu ziyaret, Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yönelik dayanışmasının güçlenmesine ve bölgedeki güvenlik politikalarının yeniden şekillenmesine katkı sağladı.
Putin’in Trump’a karşı tutumu ve uluslararası ilişkilerdeki değişim
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesinin ardından yaptığı açıklamalarda, “Ukrayna savaşında ABD’nin politikalarının belirleyici olacağını ve Trump’ın alacağı kararların Avrupa tarafından kabul edilmek zorunda kalacağını” ifade etmişti. Ancak, son gelişmeler, bu öngörüyü tersine çevirdi. Trump, özellikle son NATO zirvesinden sonra Rusya’ya karşı tutumunu sertleştirmeye başladı. Şubat ayından itibaren devam eden görüşmelerde, Trump’ın Rusya’ya karşı uyguladığı politika daha temkinli ve esnekti, ancak bu tutum değişti. Mayıs ayına kadar, Rusya’ya yönelik yeni yaptırımların kabul edilmesi halinde Moskova ile Washington arasındaki diyalogun kesilebileceği uyarısı yapıldı. Bu gelişmeler, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi Rusya ile yoğun ticari ilişkiler kurmuş ülkeleri de yakından ilgilendiriyor ve uluslararası dengeleri yeniden şekillendiriyor.