ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Rashida Tlaib’den İsrail’e ve Gazze’ye İlişkin Sert Eleştiriler

Rashida Tlaib’den Sert Bir Bildiri: Gazze ve İsrail Üzerine

ABD Temsilciler Meclisi üyesi Rashida Tlaib, sosyal medya hesabı üzerinden uzun süredir devam eden İsrail’in Gazze’ye yönelik insani yardım girişlerini engellemeye yönelik uygulamalarını ve bu durumun bölgedeki insani krizi derinleştirdiğini eleştiren bir mektubu, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ilgili Kongre üyelerine gönderdi. Tlaib, mektupta İsrail hükümetinin, 3 ayı aşkın süredir Gazze’ye girişine engel olduğu insani yardımların, yaklaşık 2 milyon Filistinli vatandaşın yaşamını tehlikeye attığını ve onları açlık sınırına getirdiğini vurguladı.

Mektupta, İsrail’in bu yardımları “silahlandırma” ve savaş silahı olarak kullanma politikası büyük tepki topladı. Ayrıca, İsrail’in insani yardım malzemelerini yalnızca birkaç kontrol noktasıyla sınırlaması ve bu noktaların savaş alanı gibi kullanılmasına göz yumması da eleştirildi. ABD tarafından desteklenen İsrail’in bu yeni planını ve yardım dağıtımını askerileştirme girişimlerini kınadıklarını belirten mektupta, “İnsani yardımların silahlı güçlerin kontrolüne verilmesi, temel insani ilkelerle tamamen çelişmektedir. Bu uygulama, hem uluslararası hukuka hem de insani değerlere aykırıdır ve kuruluşların güvenilirliğini sarsmaktadır.” ifadeleri yer aldı.

Gazze Şeridi’nde faaliyet gösteren “Gazze İnsani Yardım Vakfı”na da sert eleştiriler yönelten mektupta, “İnsani yardımın silahlı ve askeri aktörlerin kontrolüne verilmesi, temel insani ilkeleri ihlal etmektedir. Bu durum, ülkenin ve bölgenin güvenliği açısından ciddi riskler taşımakta ve uluslararası toplumun ortak değerleriyle uyuşmamaktadır. Üstelik, yardım dağıtımını yöneten Jake Wood’un bu uygulamalara karşı duramayıp istifa etmesi, bu girişimlerin etik ve insani açıdan ne kadar sorunlu olduğunu göstermektedir.” denildi.

Mektupta, bölgedeki insani krize dikkat çekilerek, “Ablukanın sona erdirilmesi, BM’nin Yakın Doğu’daki Filistinli mültecilere yardım ve altyapı çalışmalarını sürdürebilmesi için hayati öneme sahiptir. Ayrıca, ABD’nin bu bölgedeki insani yardım fonlarını kesintisiz olarak sürdürmesi ve bölgedeki çatışmaların sona erdirilmesi yönünde ivedi ve güçlü bir ateşkes çağrısı yapılmalıdır.” diye çağrıda bulunuldu.

İsrail’in Yardım Operasyonları ve Kontrol Noktaları

İsrail hükümeti, 27 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “Gazze’de operasyonlara başladıklarını” ve sözde insani yardım dağıtımı için tırların yola çıktığını duyurdu. İsrail ordusu ise, Gazze Şeridi’nde 3’ü güneyde, biri kuzeyde olmak üzere toplam dört farklı bölgede yardım dağıtım merkezleri kurduğunu açıkladı. Bu merkezler, uluslararası toplumun tepkilerine rağmen, bölgedeki insani ihtiyaçlara cevap verme bahanesiyle kurulduğu iddia edilirken, bölgeyi kantonlara bölerek yaklaşık %80’den fazlasının yasak bölge ilan edilmesine rağmen, İsrail’in sözde yardım noktalarında faaliyetlere başladığı kaydedildi.

İsrail’in yaptığı açıklamalarda, Morag Koridoru üzerindeki iki yardım merkezinin faaliyetlerine başladığı ve bölgedeki insani yardımların bölge halkına ulaştırılmaya çalışıldığı iddia edilse de, bu uygulamalar bölgedeki gerçek insani durumu gölgelemekte ve bölge halkı tarafından şüpheyle karşılanmaktadır.

Sosyal Medyada Görüntüler ve Uluslararası Tepkiler

Gazze’deki yardım noktalarından gelen görüntüler, sosyal medyada büyük tepki toplamış ve bazı kullanıcılar tarafından Nazi kamplarını andıran sembollerle karşılaştırılmıştır. Bu görseller, bölgedeki insani yardım faaliyetlerinin, adeta savaş ve saldırı araçlarına dönüştürülmesine yönelik endişeleri artırmıştır.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun Gazze’deki yardım noktalarından temin edilen erzakları hedef alarak en az 410 Filistinliyi öldürdüğünü duyurmuştur. Ayrıca, İsviçre’nin Cenevre şehrinde kurulan ve uluslararası toplum tarafından “bağımsız” olarak kabul edilen Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın, yardım çalışmalarını yürüttüğü sırada, kuruluşun İcra Direktörü Jake Wood’un, yardım planını hayata geçirmeden bir gün önce istifa ettiği ortaya çıkmıştır. Wood, yardım operasyonlarının insani ilkelerle bağdaşmadığını ve tarafsızlık, insanlık ile bağımsızlık gibi temel ilkelerin korunmasının hayati olduğunu vurgulamış ve söz konusu uygulamaların etik ve insani açıdan ciddi sorunlar taşıdığını belirtmiştir.