4 bin metre yükseklikteki saklı güzellik dağcıları cezbediyor
Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan 4 bin 58 metre yükseklikteki Süphan Dağı zirvesinde yer alan volkanik krater göller, dağcıları cezbediyor.
Ağrı, Bitlis ve Muş sınırları arasında konumlanan ve Türkiye'nin en yüksek üçüncü dağı olan Süphan Dağı, yılın dört mevsimi boyunca dağcılar ve doğa tutkunlarının ilgisini çeken eşsiz bir tırmanış rotası olarak öne çıkıyor. Bu bölgedeki zorlu koşullar ve doğal güzellikler, her yıl yüzlerce maceraperest için unutulmaz deneyimler sunuyor. Zirveye ulaşmak isteyen dağcılar, saatler süren zorlayıcı tırmanışlarının ardından, yüksek sıcaklıklar ve sert iklim şartlarına rağmen, kar örtüsü üzerinde soğuk havada yürüyüşlerini tamamlıyorlar. Zirvedeki volkanik krater gölleri ise, hem görsel açıdan büyüleyici hem de doğal bir harika olarak bölgeye ayrı bir çekicilik katıyor. Bu doğa harikası alan, hem macera hem de doğa fotoğrafçıları için adeta bir cennet niteliğinde.
SAKLI GÜZELLİK KAYIT ALTINA ALINDI
Dağcıların zirve tırmanışlarına eşlik eden Anadolu Ajansı ekibi, bölgedeki iki önemli volkanik krater gölünü yüksek teknolojili drone'lar ile detaylı bir şekilde kaydetti. Bu görüntüler, bölgenin doğal güzelliklerinin ve eşsiz manzaralarının korunmasına ve tanıtımına katkıda bulunuyor. Sakarya Dağcılık Spor Kulübü Başkanı Yusuf Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin her köşesinde dağcılık turları düzenlediklerini ve bu faaliyetlerin bölge turizmine büyük katkılar sağladığını belirtti. Aydın, “Son yıllarda özellikle Ağrı, Van ve Hakkari bölgelerindeki dağlara büyük ilgi gösteriliyor. Bu dağlarda hem doğa yürüyüşleri hem de zirve tırmanışları gerçekleştiriyoruz,” diyerek bölgenin potansiyeline dikkat çekti.
Dağcılar ve doğa tutkunları, bölgedeki bu maceradan büyük keyif alırken, ilk defa bu bölgeye gelenlerin heyecanı ise gözlerinden okunuyor. Nemrut Dağı, Süphan ve Ağrı Dağı gibi yüksek noktalar üzerinde gerçekleştirilen tırmanışlar, katılımcıları hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zorlayan deneyimler sunuyor. Süphan Dağı’ndan sonra hedefleri, Türkiye’nin en yüksek noktası olan Ağrı Dağı. Bu serüven, katılımcılara sadece bir zirve tırmanışı değil, aynı zamanda doğa ile iç içe geçen unutulmaz bir hikaye ve paylaşım fırsatı getiriyor.
“SÜPHAN DAĞI'NIN ZİRVESİNE YAKLAŞMAK BÜYÜK BİR HEYECAN”
Dağcılardan Yeşim Öztürk, Süphan Dağı’na tırmanışın hem zorlukları hem de verdiği keyif açısından farklı bir deneyim olduğunu anlatıyor. İlk defa Süphan Dağı’na çıkmanın heyecanını yaşayan Öztürk, “Bursa’dan geldim, burada havanın nemli ve sıcaktan bıkmıştım. Ama burası gerçekten çok güzel, biraz soğuduk ama bu da doğanın bir parçası. Süphan Dağı’nı izlemek ve zirvede karı görmek gerçekten çok keyifli. Bu benim ilk kez tırmandığım bir dağ ve zirvede olmak tarifsiz bir duygu,” diyerek duygularını paylaştı.
İzmit'ten gelen Besna Akın ise, zorlu bir tırmanıştan sonra ortaya çıkan muhteşem manzarayı ve deneyimi anlatıyor. “Süphan Dağı’nın manzarası gerçekten büyüleyici. Çıkarken biraz zorlandık, ‘Bir daha gelir miyim?’ diye düşündüm ama aslında bağımlılık yapıyor. Bu benim ikinci gelişim ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Yorucu olsa da zirvede hissettiğim heyecan ve mutluluk, beni duygulandırdı. Ağlamaya çok az kalmıştım,” ifadelerini kullanıyor.
Alman turist Uwe Kastner ise, Türkiye’ye geliş hikayesini ve bölgenin doğal güzelliklerine olan hayranlığını şu sözlerle dile getiriyor: “Almanya’dan karavanla gezerek Türkiye’ye geldik. Burada tarihi ve doğal güzelliklerin büyüleyiciliği karşısında gerçekten etkilendik. Bu bölgenin her köşesinde farklı bir güzellik ve macera saklı. İnsanlar burayı keşfetmek için sabırsızlanmalı,” diyerek bölgedeki doğal ve kültürel zenginliklere vurgu yapıyor.