Yunanistan’ın Güncel Gelişmeleri ve Stratejileri
Bir yandan 2019 yılında Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin anlaşmayı Avrupa Birliği nezdinde tekrar gündeme getiren Yunanistan, diğer yandan artan göçmen akışını gerekçe göstererek Libya’nın kıyı bölgelerine donanma devriyesi gönderdi. Bu adımlar, bölgedeki jeopolitik dengeleri ve taraflar arasındaki ilişkileri önemli ölçüde etkiliyor.
Son Anlaşmanın Etkileri ve Bölgedeki Gelişmeler
2019’da imzalanan ve bölgesel işbirliğini amaçlayan bu anlaşma, Yunanistan tarafından çeşitli platformlarda yeniden gündeme getirildi. Yunan kaynaklar, TPAO ve NOC tarafından yayınlanan haritadaki deniz alanlarının Yunan çıkarları açısından ciddi bir tehdit oluşturmadığını belirtiyor. Ancak, aynı zamanda Türkiye ile Libya arasında 3 Ekim 2022 tarihinde imzalanan hidrokarbonlar alanında işbirliğini öngören mutabakat zaptının uygulama aşamasına geçildiğine işaret ediliyor. Bu mutabakat, bölgedeki enerji kaynakları ve deniz yetki sınırlarını netleştirmeye yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.
Bu dönemde, Miçotakis yönetimi, Libya ile Girit adası arasında yoğunlaşan kaçak göçmen trafiği ve Ortadoğu’da olası yeni göçmen dalgası tehdidine karşı, Girit ve Libya kıyıları arasına 2’si fırkateyn, toplamda 3 savaş gemisi gönderdi. Bu gemilerin amacı, kaçakçıları caydırmak ve Yunan Sahil Güvenliği’ne destek sağlamak olarak açıklandı.
Libya’nın Tepkisi ve Bölgedeki Gerginlikler
Ancak, iki ülke arasındaki ilişkilerde yaşanan son dönemdeki gerginlikler göz önünde bulundurulduğunda, Yunanistan’ın bu askeri ve diplomatik adımlarının, hem Doğu Akdeniz’deki varlığını hissettirmek hem de Libya’ya siyasi ve askeri gözdağı vermek amacı taşıdığı düşünülüyor. Ayrıca, Türkiye ve Libya arasında 2019 yılında imzalanan deniz yetki sınırları anlaşması, bölgedeki diğer gelişmelerle birlikte çeşitli tepkilere neden oluyor. Bu anlaşma kapsamında Libya’nın kıyı sahanlığında gösterilen iki bölge, hidrokarbon arama ve işletme faaliyetleri açısından önemli bir tartışma konusu haline gelmiş durumda. Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile doğu bölgesini kontrol eden Hafter’e bağlı Bingazi yönetimi, her iki açıklamada da Libya’nın egemenlik haklarının ihlal edildiğini belirterek, tepkilerini dile getirdi.
Avrupa Birliği ve Yunanistan’ın Politikaları
Yunanistan, Türkiye ile Libya arasındaki işbirliğinden rahatsızlık duyarak, konuyu altı yıl önce imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” çerçevesinde Avrupa Birliği zirvesine taşıdı. Bu girişimde, Libya’nın Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’nin, söz konusu mutabakatı onaylama ihtimalinin ön plana çıkması önemli bir faktör olarak gösterildi. 2019 yılında Atina’yı destekleyen ve anlaşmayı reddeden Tobruk yönetimi, bu kararı onaylamak amacıyla yeni bir inceleme komisyonu kurdu. Eğer bu onay gerçekleşirse, Yunanistan’ın “Tobruk tanımadı, geçersizdir” argümanı zayıflayacak ve bölgedeki hukuki tartışmalar yeni bir boyuta taşınmış olacak.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in talebiyle, Aralık 2019’daki AB zirvesinde, mutabakat muhtırasının hukuki statüsü ve bölgedeki etkileri hakkında detaylı ifadeler kullanıldı. Bu ifadeler, mutabakatın üçüncü devletlerin egemenlik haklarını ihlal ettiği ve Uluslararası Deniz Hukuku’na uygun olmadığı görüşünü tekrar vurguladı.