41,8242$% 0,40
48,6374€% 0,78
5.634,90%-0,58
9.166,00%-0,11
36.551,00%0,02
10.720,36%-0,06
Uluslararası tıbbi topluluklar, yeni ve son derece nadir bulunan kan grubu sistemi olan ‘Gwada negatif’yi resmi olarak tanıdı. Bu yeni sistem, mevcut 47 kan grubu sistemine eklenerek toplamda 48. sistem olarak kabul edildi ve dünya çapında tıbbi literatüre kazandırıldı. Uluslararası Kan Transfüzyonu Derneği (ISBT) tarafından düzenlenen ve Haziran ayında Milano’da gerçekleşen toplantıyla bu önemli gelişme tescillendi.
Bu yeni kan grubunun keşfi, yaklaşık 15 yıllık bir araştırma ve analiz sürecinin sonucudur. İlk olarak, 2011 yılında Paris’te yaşayan 54 yaşındaki bir kadının rutin kan testleri sırasında alışılmadık bir antikor tespit edildi. Ancak, o dönemin teknolojik sınırlamaları nedeniyle detaylı araştırma yapılamadı. Aradan geçen zamanın ardından, 2019 yılında yüksek kapasiteli DNA dizileme teknolojilerinin gelişmesiyle bilim insanları bu gizemli antikorun kaynağını ortaya çıkarmayı başardı.
İşte bu nadir kan grubuna sahip olan kişi, EFS’de görev yapan tıbbi biyolog Thierry Peyrard’ın açıklamasına göre, ailesinden kalıtım yoluyla gelen özel bir genetik mutasyona sahip. Peyrard, bu mutasyonun sadece onu ilgilendirdiğini ve şu anda dünya genelinde başka hiçbir bireyde bu kan grubunun bulunmadığını vurguladı. “Kendisiyle sadece kendisi uyum sağlıyor, başka hiç kimseyle karışmıyor,” ifadeleriyle durumu özetledi.
Yeni kan grubuna verilen ‘Gwada negatif’ isimlendirmesi, kökeninin Karayipler’deki Guadeloupe adasıyla (yerel adıyla Gwada) bağlantılı olmasından kaynaklanıyor. Peyrard, bu ismin hem yerel dilde hem de uluslararası bilim camiasında kolayca benimsenmesinin sebebinin, kulağa hoş gelmesi ve hatırlanmasının kolay olması olduğunu belirtiyor. Bu isim, aynı zamanda bölgenin kültürel ve coğrafi özelliklerine de saygı duruşunda bulunuyor.
Bu keşif, özellikle nadir kan gruplarına sahip hastalar ve acil durumlar için hayati bir öneme sahip. EFS, yaptığı açıklamada, “Yeni kan gruplarının keşfi, nadir ve özgün kan tiplerine sahip hastalara daha güvenli ve etkili tıbbi müdahalelerin yapılabilmesini sağlar,” ifadelerini kullandı. Modern tıp alanında DNA teknolojilerinin ilerlemesiyle, 1900’lerin başında ortaya çıkan ABO sistemi gibi temel sınıflandırmaların ötesine geçilerek, kan gruplarının türleri ve varyasyonları daha detaylı şekilde inceleniyor.
Bilim insanları şu anda, bu yeni kan grubuna sahip başka bireylerin olup olmadığını araştırmakla meşgul. Bu çalışmalar, hem genetik çeşitlilik ve mutasyonların anlaşılması hem de kan bankalarının genişletilmesi açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca, bu yeni sistemin klinik uygulamalarda kullanılabilirliği ve potansiyel tedavi yöntemlerine entegrasyonu üzerinde çalışmalar devam ediyor.
Dijital Varlıklar İçin Güçlü ve Güvenilir Web Hosting Çözümleri