SkinnyTok ve Tehlikeli Trendlerin Toplumsal Etkileri

90’larda Güzellik ve Zayıflık Algısı

1990’larda billboardlar ve dergi kapaklarında görülen görüntüler, güzellik standartlarını belirliyordu. Zayıf modeller, toplumda ideal beden ölçüsü olarak yüceltiliyordu. Bu dönemde zayıf olmak, modaydı ve eğer bu standartlara uyulmazsa, kişiler daha az yemek yemeye ve kilo vermeye teşvik ediliyordu.

Son Yıllarda Beden Pozitifliği ve Yeni Trendler

Ancak, beden olumlama hareketleri ve beden çeşitliliğine yönelik farkındalık artarken, bazı trendler eski kalıplara geri dönüşü teşvik ediyor. Özellikle, sosyal medyanın etkisiyle, aşırı zayıflık ve sağlıksız beden standartlarına dönüş hız kazandı. SkinnyTok adlı yeni trend, bu durumu yeniden gündeme getiriyor.

İnternet ve Tehlikeli İçeriklerin Yükselişi

İnternetin karanlık köşelerinde her zaman zararlı fikirler ve sağlıksız içerikler barınıyor. TikTok’ta hızla yayılan SkinnyTok akımı, aşırı zayıflığı ideal beden olarak gösteren içeriklerle dolup taşıyor. Bu içeriklerde genellikle, “Bir haftada nasıl kilo verdim?”, “Sadece suyla detoks”, “Bugün ne yedim (hiçbir şey!)”, “1200 kalorilik günüm” gibi başlıklar ön plana çıkıyor.

İçerik Üreticilerinin Yaptıkları ve Hedefleri

Bu videolarda, aşırı düşük kalorili diyetler ve yoğun egzersiz rutinleri, normal ve ulaşılması gereken yaşam tarzları gibi sunuluyor. İçerik üreticileri, gençleri ve ergenleri yanlış yönlendiren bu uygulamaları, sağlıklı bir yaşam tarzı gibi gösteriyorlar.

Toplumsal ve Bireysel Olumsuz Etkiler

1- Beden Memnuniyetsizliği: Gerçek dışı ve ulaşılmaz zayıflık standartları, bireylerin kendi bedenlerinden memnun olmamalarına neden oluyor. Bu durum, özgüven kaybı ve beden algısında bozulmalara yol açıyor.

2- Yeme Bozukluklarının Gelişimi: Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza ve ortoreksiya gibi ciddi yeme bozuklukları, SkinnyTok içeriklerinin tetikleyicisi olabiliyor.

3- Kalori Takıntısı ve Aşırı Egzersiz: Paylaşılan içeriklerde yiyeceklerin kalori değeri takıntı haline geliyor. Ayrıca, sınırları zorlayan egzersizler, fiziksel sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

4- Psikolojik Etkiler: Sosyal medyada sürekli karşılaştırma ve olumsuz yorumlar, düşük benlik saygısı, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunları tetikleyebiliyor.

5- Sahte Sağlık Bilgileri: Deepfake doktorlar ve sahte uzmanların videolarıyla, yanlış ve zararlı sağlık önerileri hızla yayılıyor. Bu içerikler, ciddi bilgi kirliliğine yol açıyor.

Gençler ve Kullanıcılar Ne Yapmalı?

• Gerçek uzmanlara ulaşın: Beslenme ve sağlık konularında, bilimsel kaynaklar ve uzmanlar tarafından doğrulanmış bilgiler alın.
• Sosyal medya içeriklerini kritik gözle değerlendirin: Paylaşılan bilgilerin sizi nasıl etkilediğinin farkına varın ve bilinçli tüketin.
• Kendinize şefkat gösterin: Bedeninizin fonksiyonelliğine ve gücüne odaklanın, sadece görünüm değil.
• Aile ve eğitimcilere önemli görevler düşüyor: Çocuk ve ergenlerle, sosyal medyada karşılaşabilecekleri içeriklerle ilgili açık iletişim kurmak ve bilinçlendirmek önemlidir.
• Sağlıklı olmak, zayıf olmakla eş anlamlı değildir: Bu trendler, yalnızca bir görsel akım değil, halk sağlığı açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Bu nedenle, sosyal medya kullanırken daha bilinçli, seçici ve farkında olmak gerekiyor.