İsrail ve ABD’nin İran’a Yönelik Gizli Operasyonları ve Dijital Savaşın Yeni Boyutları

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gizli Operasyonların Günümüzdeki Evrimi ve Sosyal Medyanın Rolü

İsrail ve ABD’nin İran’a karşı yürüttüğü hava saldırılarının yanı sıra, bölgedeki gerilimi tırmandıran en önemli unsurlardan biri de casusluk ve gizli operasyonlar. Artık bu operasyonlar, geleneksel gizlilik anlayışını aşarak, kamuoyuna açık ve medya tarafından kolayca erişilebilir hale geliyor. Tel Aviv yönetiminin askeri hamlelerinin hemen öncesinde ve sırasında, MOSSAD ajanlarının İran topraklarındaki faaliyetleri, resmi yetkililer tarafından detaylı şekilde ilan edilmekte. Bu durum, sadece bilgi paylaşımını değil; aynı zamanda psikolojik savaş ve algı yönetimini de içeriyor.

İsrail, bu stratejinin bir parçası olarak, MOSSAD tarafından gerçekleştirilen operasyonların görüntülerini içeren, kasıtlı ve amatörce hazırlanmış videoları dünya kamuoyuna sundu. Videoda, İran içindeki ajan faaliyetleri, insansız hava aracı saldırıları ve siber operasyonlar gibi sahneler yer alıyor. Bu tarz videolar eskiden gizli tutulurken, günümüzde açıkça paylaşılması ve medyaya servis edilmesi, yeni bir iletişim ve algı yönetimi anlayışını yansıtıyor.

Gizlilikten Açıklığa: Casusluk ve Bilgi Paylaşımındaki Dönüşüm

Geçmişte, casusluk ve gizli operasyonlar, uzun yıllar boyunca yalnızca belli başlı uzmanlar ve tarihçiler tarafından anlatılırdı. Mesela, Arabistanlı Lawrence veya II. Dünya Savaşı’ndaki şifre kırma operasyonları, yıllar sonra kamuoyuna açılmıştı. CIA’in Sovyetler Birliği’ne karşı düzenlediği gizli operasyonlar, yıllarca sır olarak kalmıştı. Ancak, günümüzde bilgi erişimi o kadar hızlı ve kolay ki, bir telefon kamerasıyla bile büyük çaplı operasyonların görüntüleri anında paylaşılabiliyor.

Bu yeni dönemde, savaşların yüzü de değişti: Ukrayna’daki insansız hava aracı saldırıları, sosyal medya platformlarında dakikalar içinde milyonlarca insana ulaşıyor. İsrail’in Hizbullah’a yönelik saldırıları ise, neredeyse gerçek zamanlı olarak izleniyor. ABD, bu operasyonları sadece başarı göstergesi değil; aynı zamanda uluslararası kamuoyunu yönlendirmek ve mesaj vermek amacıyla da kullanıyor.

Yeni Nesil Bilgi ve Algı Yönetimi: Savaşın Dijital Boyutu

Virginia merkezli Deniz Analizleri Merkezi Danışmanı Samuel Bendett‘e göre, Ukrayna, gerçekleştirilen saldırıların sadece askeri başarı değil, aynı zamanda halkın ilgisini ve desteğini kazanma amacı taşıyan, stratejik bir iletişim aracı olduğunu belirtiyor. Moskova’daki sıradan vatandaşlar bile, bu savaşın gerçekliğini ekranlarından takip edebiliyor. Ukrayna tarafından paylaşılan insansız hava aracı saldırı videoları, hem askeri başarı hem de psikolojik üstünlük kurma amacı taşıyor.

İsrail’in Tahran içindeki operasyonlarının da açıkça duyurulması, bu politikayı yansıtan bir başka örnek. Bu, yalnızca İran rejimine değil, uluslararası kamuoyuna da verilen bilinçli bir mesaj.

Operasyonların Sunumu ve Stratejik Mesajlar

‘Kısa vadeli siyasi kazançlar uğruna risk alınması’ eleştirisi, eski istihbarat yetkilisi Norman Roule tarafından dile getiriliyor. Roule, bu tür operasyonların, yalnızca askeri başarı değil; aynı zamanda diplomatik ve psikolojik etki yaratmak amacıyla da gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, ‘Artık hükümetler, bilgi ortamını kontrol etmek yerine, orada yön bulmaya çalışıyor’ ifadeleriyle, yeni stratejilerin farkına varıyorlar.

İstihbarat ve güvenlik uzmanları, dijitalleşme ve siber teknolojilerin, operasyonların görünürlüğünü artırdığını vurguluyor. Edward Snowden ve Jack Teixeira gibi sızıntı olaylarının, istihbarat servisleri üzerinde derin etkileri oldu. Bu gelişmeler, her bir operasyon ve belgeyi potansiyel bir sızıntı riski haline getiriyor.

Siber Savaş ve Dijital Saldırılar: Ekonomik ve Stratejik Boyutlar

İsrail bağlantılı hacker grubu Gonjeshke Darande, Nobitex ve İran’daki bankalara yönelik siber saldırılarını sürdürüyor. Nobitex’e yapılan saldırıda, kaynak kodların ve iç bilgilerin 24 saat içinde paylaşılacağı iddia ediliyor. İran Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacerani ise bu saldırıların, bankacılık sistemini ve internet altyapısını hedef aldığını, veri sızıntısı olmadığını belirtiyor.

İran’da, üst düzey güvenlik önlemleri alınırken, ‘AJANLARA KARŞI ÇOK SIKI GÜVENLİK TEDBİRLERİ’ devreye sokuluyor. İnternet ve iletişim altyapısına getirilen kısıtlamalar, sızma ve sabotaj girişimlerini engellemeye yönelik. İranlı yetkililer, internet kapatmaları ve gizlilik önlemleriyle, düşman ajanlarının faaliyetlerini zorlaştırmaya çalışıyor.

İran Güvenlik Güçleri ve Dijital Güvenlik Önlemleri

İran’ın üst düzey yöneticileri arasında, suikast ve sızma endişeleri gittikçe artarken, iletişim araçlarına getirilen kısıtlamalar ciddi boyutlara ulaşıyor. Cep telefonları ve elektronik cihazlar kullanımı sınırlanırken, hassas tesislere yönelik saldırıların önüne geçmek amacıyla halktan, şüpheli gördükleri şahıs ve araçları ihbar etmeleri isteniyor. İnternet erişimi neredeyse tamamen kesilmekte, telefon ve iletişim engelleri getiriliyor.

Güvenlik önlemlerinin temel amacı, düşman ajanlarını tespit etmek ve saldırı kabiliyetlerini sınırlandırmak. Cumhurbaşkanı ve iletişim direktörleri, bu dönemde internet kullanımını kontrollü tutmanın, ulusal güvenliği koruma adına çok önemli olduğunu savunuyor.

Görünür Güç ve Zihinlerde Üstünlük Kurma Stratejisi

Prof. Dr. Ali Murat Kırık ise, bu yeni nesil operasyonların temel amacının, ‘MOSSAD gibi kurumların yalnızca sahada değil, zihinlerde de üstünlük kurduğunu göstermek’ olduğunu belirtiyor. “Gizli operasyonların artık kamuoyuna açık şekilde sunulması, klasik gizlilik anlayışını tamamen değiştiriyor. Bu, aynı zamanda psikolojik üstünlük kurma ve algı yönetimi stratejisinin yeni bir boyutudur.”

Prof. Kırık’a göre, operasyonların görsel ve dijital anlatımlarla desteklenmesi, hedef ülkedeki güvenlik zafiyetlerini ortaya çıkarma ve caydırıcılığı artırma amacı taşıyor. “Artık, operasyonun kendisi kadar, nasıl sunulduğu ve algılandığı da en az onun kadar önemli hale gelmiştir.”

Geleceğin Savaş Alanı: Dijital ve Görsel Güç Mücadelesi

Bu yeni paradigma, istihbarat ve savaş stratejilerinde radikal bir dönüşüm anlamına geliyor. Geleneksel sessiz güç anlayışından, görünür ve etkileşimli güç kavramına geçiş gerçekleşiyor. Mossad ve diğer istihbarat kurumları, operasyonlarını açık hale getirerek, hem kendi güçlerini gösteriyor hem de rakiplerine karşı üstünlük kurmayı amaçlıyorlar.

Son olarak, ‘Savaşlar artık sadece sınır hattına değil, sosyal medyaya ve dijital ortama taşınıyor’. Bu durum, savaşların algı, bilgi ve psikolojik üstünlük savaşına dönüştüğünü gösteriyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, savaşın en önemli silahları haline geldiği günümüzde, uluslararası toplumun ve devletlerin bu yeni dinamiği iyi anlaması ve adapte olması büyük önem taşıyor.