ABD İç Güvenlik Bakanlığı ve ICE’nın İranlılara Yönelik Geniş Operasyonu
İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirilen saldırıların ardından, Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) ve Göç ve İltica (ICE) ajanları, İran vatandaşı bireylere karşı kapsamlı bir operasyon başlattı. Bu operasyonlar kapsamında, yüzlerce İranlı tutuklanmaya başladı. ICE, bu tutuklamaların temel nedenini, Tahran hükümetinin misilleme tehdidi olduğu iddiasıyla açıkladı. Yetkililer, İranlıların ABD’deki vatandaşları ve altyapıyı hedef alan saldırılarda kullanılmak üzere planlar yaptığını öne sürdü; ancak, bu iddialarını destekleyecek somut kanıtlar sunmaktan kaçındı.
ABD Başkanı Donald Trump, önceki yönetim döneminde yapılan güvenlik önlemlerinin yetersizliğine vurgu yaparak, Biden’ın İran konusunda aldığı önlemleri eleştirdi ve ülke genelinde potansiyel terör tehditlerine karşı dikkatli olunması çağrısında bulundu. Washington yönetimi, Tahran’ın nükleer tesislerine gerçekleştirilen saldırıların ardından, İranlılara yönelik tutuklama ve gözetim işlemlerini hızlandırdı. Şu anda, ICE’nin gözetimi altında yaklaşık 670 İranlı bulunuyor ve bunların büyük bir bölümü ülke içinde çeşitli gözaltı merkezlerinde tutuluyor.

Medya ve Uzmanlardan Tutuklamalara Yönelik Eleştiriler
Özellikle Trump’a yakınlığıyla bilinen Fox News, gözaltına alınan İranlıların önemli bir kısmının suç kaydı olduğunu ve bunların aile içi şiddet, uyuşturucu kaçakçılığı ve ruhsatsız silah bulundurma gibi suçlara karışmış bireyler olduğunu öne sürdü. Ayrıca, Beyaz Saray yetkilileri, tutuklamalar arasında, son dört yılını İran ordusunda keskin nişancı olarak geçirmiş bir kişinin de bulunduğunu açıkladı. Bu gelişmeler, Trump yönetimi döneminde, göçmenlerle ilgili yapılan tutuklama ve gözaltı operasyonlarının kamuoyunu yanlış yönlendiren bilgiler içerdiği eleştirilerine neden oldu.

Eski ICE Müdürü Jonathan Fahey’den Güvenlik Açığı Uyarısı
İşin uzmanlarından eski ICE Müdürü Jonathan Fahey, Fox News’e yaptığı açıklamada, Biden yönetimi döneminde ciddi bir güvenlik değerlendirmesi yapılmadığını belirtti. Fahey, yaklaşık 2 milyon kaçak göçmenin kayıtlara geçtiğini ve bu kişilerin kimliklerinin ve geçmişlerinin tam olarak bilinmediğini vurguladı. Bu durumu, ülkenin ulusal güvenliği açısından büyük bir risk olarak nitelendiren Fahey, “Büyük bir zafiyet söz konusu ve bu, ülkemiz için ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Benzer şekilde, sınır güvenliği konusunda uzman olan Tom Homan ise, bu durumu “bugün görülmüş en büyük ulusal güvenlik açığı” olarak tanımladı. Homan, özellikle ABD’de yaşayan ve uyuyan hücreler halinde bulunan yabancı teröristlerin vatandaşlara saldırma ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Sınırda İran, Suriye ve Özbekistan vatandaşlarının kimlik tespitlerinin yapıldığını ve bu kişilerin potansiyel tehditler arasında olduğunu sözlerine ekledi.
Hedef Alınan En Riskli Gruplar ve Güvenlik Stratejileri
DHS Müsteşar Yardımcısı Tricia McLaughlin, yaptığı açıklamada, ABD’ye yasa dışı yollarla giren, terör bağlantısı şüphesi taşıyan veya şiddet yanlısı aşırılık eğiliminde bulunan bireylerin tespit edilip tutuklandığını belirtti. McLaughlin, “En riskli unsurları hedef alıyoruz ve bu operasyonları kararlılıkla sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca, İran vatandaşlarının “güvenlik açısından özel ilgi gerektiren yabancılar” kategorisinde yer aldığını ve bu kişilerin ülkedeki güvenliği tehdit edebileceğine dikkati çekti.

McLaughlin, sözlerine şöyle devam etti: “DHS, yasa dışı giriş yapan, Biden’ın ‘hileli’ şartlı tahliye programlarından faydalanan ya da şüphelenilen terörist ve aşırılık yanlısı grupları tespit edip gözaltına alma çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu operasyonlar, en ciddi suçları ve tehditleri ortaya çıkarmak için yapılıyor.”
ABD’deki İranlı Sayısı ve Güvenlik Endişeleri
Yetkililer, ABD’de yaşayan İranlıların sayısının tahminden çok daha yüksek olabileceğine dikkat çekiyor. Cumhuriyetçiler, Biden yönetimi döneminde yaklaşık 10 milyon kişinin ülkeye giriş yaptığı iddiasında bulunurken, DHS ve ICE yetkilileri, sınırdaki kaçak girişlerde kimlik tespiti yapılamadığı için gerçek rakamların bilinmediğine vurgu yaptı. Son yıllarda, Orta Doğu’dan ABD’ye girişlerin hızla arttığı gözlemlendi. 2021 yılında sınır bölgelerinde yaklaşık 48 kişi durdurulurken, bu rakam 2022’de 197’ye, 2023’te 462’ye ve 2024’te ise 797’ye yükseldi.
ABD’nin büyük şehirlerinde, bankacılık sistemleri, enerji altyapısı ve siber güvenlik sistemleri alarma geçirildi. Yetkililer, olası terör eylemlerine karşı hazırlıklı olduklarını ve operasyonların devam edeceğini belirtti. Bu gelişmeler, ülkenin iç güvenliğine ilişkin endişeleri daha da artırdı ve uluslararası güvenlik politikalarının yeniden şekillenmesine zemin hazırladı.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!