İran Devrim Muhafızları’ndan İsrail’e Çok Başlıklı Balistik Füzelerle Çarşı Pazar Operasyonu

İRAN, İsrail’e karşı şimdiye kadarki en yoğun misilleme operasyonlarından birini gerçekleştirdi.

İran Devrim Muhafızları’ndan İsrail’e Çok Sayıda Balistik Füzeli Saldırı

Devrim Muhafızları, Gerçek Vaat 3 Operasyonu kapsamında gerçekleştirilen 20’nci dalga saldırılarında, başkent Tel Aviv ve Hayfa gibi önemli şehirleri hedef alarak en az 40 balistik füze fırlattı. Bu saldırılar, bölgedeki tansiyonu daha da yükselten önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti.




Gelişmiş Füze Teknolojisi ve Kullanımı

İran, ilk kez bu operasyonlarda yeni nesil ve çok başlıklı Hayber (Hürremşehr-4) tipi balistik füzeleri kullandığını açıkladı. Sabah saatlerinde gerçekleştirilen saldırılarda, Ben Gurion Havaalanı, çeşitli biyolojik araştırma merkezleri ve çok sayıda askeri komuta, kontrol ve lojistik üsleri hedef alındı. İran Devrim Muhafızları, Hayber füzelerinin gelişmiş güdüm ve manevra kabiliyetleri sayesinde İsrail’in savunma sistemlerini alt etmeyi başardığını ve böylece karşı tarafın hazırlıksız yakalandığını belirtti.




İsrail’in Karşı Saldırı ve Zarar Durumu

İsrail’in kuzey ve güney sınırlarında gerçekleştirilen füze saldırılarına karşılık, İsrail ordusu ve savunma sistemleri yoğun bir mücadele verdi. Demir Kubbe savunma sisteminin delindiği ve kıyı şeridinde birçok yapının yıkıldığı rapor edildi. Ülke genelinde toplam 86 kişi yaralandı ve bazı bölgelerde ciddi maddi hasarlar meydana geldi. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırının ülke üzerinde “ağır ve yıkıcı” etkiler bıraktığını dile getirerek, kayıpların 24 kişiyle sınırlı olduğunu açıkladı.

İran’dan BM’ye Diplomatik Çağrı

Saldırının ardından İran, diplomatik kanalları kullanarak BM Güvenlik Konseyi’ne acil oturum çağrısında bulundu. İran BM Daimî Temsilcisi Amir Said Iravani, mektubunda, “Uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bu saldırının derhal görüşülmesini ve en güçlü şekilde kınanmasını talep ediyoruz. Gerekli tüm önlemlerin alınmasını bekliyoruz” ifadelerine yer verdi. Bu adımla birlikte İran, uluslararası toplumdan saldırıya karşı ortak tepki talep etti.

İran’ın Olası Misilleme Senaryoları

ABD’nin, İsrail’in ardından İran’ın nükleer tesislerine yönelik olası saldırılarına hazırlık yaptığı haberleri gündemde. İranlı uzmanlar, olası misilleme planlarını detaylandırarak çeşitli senaryolar üzerinde duruyor. Yıkıma göre misilleme senaryosunda, nükleer tesislerdeki hasarın büyüklüğüne göre sınırlı bir karşılık verilebileceği öngörülüyor. İran, bu tür saldırıların ötesinde, daha büyük çaplı saldırıların da mümkün olduğunu ve bölgedeki dengeleri değiştirebilecek hamleler yapabileceğinin sinyallerini veriyor.

İkinci ve Üçüncü Olası Senaryolar

İkinci olasılık ise İran’ın sadece İsrail değil, aynı zamanda ABD’yi de hedef almasıyla ilgili. Bu durumda, İran, Ortadoğu’daki Amerikan askeri üslerine saldırılar düzenleyerek, iki tarafı da çatışmaya sürükleyebilir. Özellikle, İsrail’in Dimona Nükleer Tesisi’nin bu saldırılardan nasibini alabileceği öngörülüyor. Uluslararası Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na taraf olmayan İsrail’in, SIPRI verilerine göre en az 90 nükleer savaş başlığına sahip olduğu tahmin ediliyor.

Hürmüz Boğazı ve Bölgesel Stratejiler

En olası ve karmaşık senaryo ise, İran’ın bölgedeki enerji ve ulaşım yollarını hedef almasıdır. Hürmüz Boğazı’nın kapatılması durumu, bölge ve dünya enerji piyasalarını ciddi biçimde sarsabilir. Petrol ve LNG taşımacılığı büyük ölçüde bu güzergâh üzerinden gerçekleştirildiği için, İran’ın böyle bir adım atması, küresel enerji dengelerini altüst edebilir. İranlı uzmanlar, bu tür bir hamlenin 24 ila 48 saat içinde gerçekleşebileceği ve buna göre hazırlıkların sürdüğünü belirtiyorlar.

Sonuç ve Uluslararası Gelişmeler

İran’ın olası hamleleri ve bölgedeki gerilimin artması, dünya enerji piyasaları ve jeopolitik dengeler açısından büyük önem taşıyor. Tüm gelişmeler ışığında, bölgesel ve küresel güçlerin dikkatli ve temkinli adımlar atması gerektiği vurgulanıyor. İran, uzun vadeli stratejisi doğrultusunda, bu kriz ortamında hem savunma hem de diplomasi kanallarını aktif tutmaya devam ediyor.