40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
“Saldırıdan sonra hiçbir şey hatırlamıyorum. Hafızamda derin boşluklar var.” Bu sözler, İngiltere’nin güney kıyısında, Saltdean kasabasında yaşayan ve yaşadıklarını anlatmakta zorlanan Rachael Watts’a ait. Rachael’ın anlattığı olaylar, onun henüz yedi yaşındayken 35 yıl önce Brighton şehrinde gerçekleşti. O gün, küçücük bedenine sığdırdığı korkunç tecrübeleri ve hayatta kalma mücadelesi, onun hayatını derinden etkiledi.
Rachael, kaçırıldığı, cinsel istismara uğradığı, boğulduğu ve ormanlık bir alanda ölüme terk edildiği bu olaydan sağ çıkmayı başardı. Bu mucizevi kurtuluşu, onu olayları teşhis edip suçluyu adalete teslim etme konusunda kararlı hale getirdi. O dönemde, onun kaçırılmasıyla bağlantılı olan Russell Bishop isimli adamın, daha önce de iki küçük kıza kıyım yaptığı ortaya çıktı.
Rachael’ın bu travmatik olaylarıyla ilgili anıları, genellikle kabuslara dönüşür. Uzun süre kimseyle paylaşmadığı bu deneyimler, 2022 yılında Bishop’ın beynin kanseri nedeniyle vefat etmesiyle biraz hafifledi. Ancak, onun içsel dünyasında derin yaralar hâlâ açık ve bu olaylar, onun hayatını şekillendirmeye devam ediyor.
Her şey, 1990 yılının şubat ayında, güneşli bir öğleden sonra başladı. Ailesi yeni taşındıkları Brighton’da, Rachael paten kayarken küçük bir plan yaptı. Arkadaşıyla buluşmak istedi, ancak o gün planladığı yere ulaşmadan kayboldu. Bu kayboluş, onun hayatında yeni ve karanlık bir dönemin başlangıcı oldu.
Bir adam, araba tamir ederken Rachael’ı fark etti ve ona güvenle yaklaştı. Ancak, birkaç saniye içinde işler değişti. Adam, onu arabasının bagajına attı ve olaylar kontrolden çıktı. Rachael, kaçmak için çaba sarf etti, patenlerini çıkardı ve bagaj kapağını açmaya çalıştı, ancak başarısız oldu. Adam, onu zorla arabadan çıkardı, tecavüz etti ve en sonunda boğarak ormanın derinliklerine terk etti.
Rachael, kendine geldiğinde soğuktan titriyordu. Çıplak ve kanlar içindeydi. Yalnız ve çaresizdi. Açıktaki far ışıklarını fark etti ve oraya doğru yöneldi. Bu esnada, orada bulunan çift, Susan ve David, onu fark etti ve yardım çağrısı yaptı. Kızın yaşamını kurtaracak ilk yardım ekipleri, onun hayata tutunmasını sağladı.
O dönemde, Brighton’da yaşayan iki küçük kızın kayboluşu ve öldürülüşü, şehirde büyük bir şok etkisi yarattı. Nicola Fellows ve Karen Hadaway, 1980’lerin sonunda, 9 yaşındaki iki kız çocuğu, evlerinden çıktıktan sonra bir daha geri dönmediler. Günler sonra, Wild Park bölgesinde yan yana bulunan cesetleri bulundu. Bu korkutucu olaylar ve polis soruşturmaları, şehrin karanlık yüzünü ortaya çıkardı.
Polis, olaylara karıştığı düşünülen Russell Bishop’ı gözaltına aldı. Ancak, delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldı. Yıllar boyunca, Bishop’un suçlarıyla ilgili güçlü kanıtlar toplanmaya devam etti. 2005 yılında, DNA teknolojisinin ilerlemesiyle, Bishop’un suçla bağlantısı tekrar ortaya çıktı ve 2018 yılında yeniden yargılanarak suçlu bulundu. Bu süreç, adaletin uzun ve zorlu bir yolculuk olduğunu gösterdi.
Yıllar boyunca, Rachael, yaşadıklarının ağırlığıyla başa çıkmaya çalıştı. Okulu bitirdi, kısa süreli üniversite eğitimine başladı ve sonra iş hayatına atıldı. Ancak, sürekli taşındı, isim değiştirdi ve ailesine yaşadıklarını anlatmadı. 2022’ye kadar iç dünyasında yaşadığı bu travmalarla mücadele etti. O, yaşadıklarının izlerini taşıyor ve her gece kabuslara dalıyordu.
Rachael, geçmişinin sırrını mezara götürmeyi yemin etmişti. Ancak, psikolojik sorunlar ve gelen telefonlar, onun üzerindeki yükü artırdı. Bir vakıftan aldığı telefon, onun kırılma noktasını oluşturdu: Bishop’ın şartlı tahliye olasılığı. Bu durum, onu derin bir şokla karşılaştırdı ve tekrar korkularıyla yüzleşmesine neden oldu.
Son dönemlerde, kendini daha iyi hissetmek için küçük adımlar atmaya başladı. Bahçede oturmak, doğayla iç içe olmak gibi basit şeyler onun için büyük bir anlam taşıyor. Rachael, geçmişte yaşadığı kabusların tamamen sona ermesini umuyor ve adaletin yerini bulmasıyla, biraz da olsa huzur bulmayı diliyor.
Bu hikaye, The Telegraph’ın “When I was seven, the Babes in the Wood murderer left me for dead. This is how I put him behind bars” başlıklı haberinden derlenmiştir.
Güney Afrika’da Silahlı Saldırı: 7 Ölü