Çin’de Tıp ve Teknolojide Devrim: Dört Uzvunu Kaybeden Hasta, Zihniyle Oyun Oynuyor
Çin'de 13 yıl önce dört uzvunu kaybeden bir hasta, beynine yerleştirilen beyin-bilgisayar arayüzü sayesinde sadece zihnini kullanarak oyun oynayabiliyor. Bu gelişme, Çin'i bu alanda ABD'den sonra ikinci ülke konumuna getirdi.
Çin'de Tarihi Adım: Felçli Hasta, Beyin Çipi Sayesinde Zihin Gücüyle Oyun Oynadı
ŞANGHAY – Bilim kurgu filmlerini aratmayan bir gelişme, Çin'in Şanghay kentinde tıp ve teknoloji dünyasında yeni bir çığır açtı. 13 yıl önce geçirdiği yüksek elektrik akımı kazası sonucu dört uzvunu da kaybeden bir erkek hasta, beynine yerleştirilen beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) cihazı sayesinde, sadece düşünce gücünü kullanarak satranç ve bilgisayar oyunları oynamayı başardı.
Devrim Niteliğindeki Operasyon
Bu inanılmaz başarı, Çin'in ilk invaziv (cerrahi müdahale ile yerleştirilen) beyin-bilgisayar arayüzü klinik denemesi kapsamında gerçekleştirildi. Yıllardır hareket kabiliyetini tamamen yitirmiş olan hasta, bu devrim niteliğindeki operasyon sayesinde dijital dünyayla yeniden bağ kurma imkanına kavuştu. Xinhua haber ajansının servis ettiği haber, tıp dünyasında büyük bir heyecan yarattı.
Çin, ABD'den Sonra İkinci Ülke Oldu
Bu başarılı deneme, aynı zamanda Çin'in bu ileri teknoloji alanındaki iddiasını da ortaya koydu. Laboratuvar ortamındaki araştırmaların, gerçek hayatta klinik uygulamaya geçtiği bu önemli adımla birlikte Çin, Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra invaziv BCI teknolojisini klinik deneme aşamasına taşıyan ikinci ülke konumuna yükseldi.
Bilimsel İş Birliğinin Başarısı
Tarihi deneme, Çin'in önde gelen iki kurumunun iş birliğiyle hayata geçirildi. Çin Bilimler Akademisi'ne bağlı Beyin Bilimi ve Zeka Teknolojisi Mükemmeliyet Merkezi ile Fudan Üniversitesi'ne bağlı Huashan Hastanesi'nden araştırma ekipleri, bu karmaşık operasyonu birlikte yürüttü.
Bu gelişme, sadece felç veya uzuv kaybı gibi durumlarla mücadele eden milyonlarca hasta için yeni bir umut ışığı olmakla kalmıyor, aynı zamanda insan beyninin potansiyelini ve teknolojiyle olan etkileşiminin geleceğini şekillendirecek önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.