MuhtarAbi.com

Avrupa’nın 5 Büyük Liginde Oyuncu ve Teknik Direktör Olma Standartları

Yazar: Erol ER 57 görüntülenme
Avrupa'nın 5 büyük liginde oyuncu ve teknik direktör olma standartları, kariyer yolları ve başarı kriterlerini keşfedin. Futbol dünyasının zirvesine ulaşmanın yolları burada.

Avrupa’nın 5 büyük liginde, özellikle Premier Lig’de gözlemlerimiz gösteriyor ki, bir futbolcunun en iyi seviyeye ulaşabilmesi için pek çok özelliğinin 10 üzerinden 8, birkaç özelliğinin ise tam anlamıyla 10 olması gerekir. Bu, yıldız bir oyuncu olmayı hayal edenler için geçerlidir; genellikle 10’luk özellikler ve birkaç 8’lik özellik ile yüksek kalitede oynama şansı yakalayabilirsiniz. Ancak Türkiye’de durum başka; burada ortalama 6 notla bile futbol oynamak mümkün hale geliyor. Bu fark, ülkemizdeki futbol kalitesinin Avrupa’nın büyük liglerine kıyasla ne kadar geride olduğunu gösteriyor.

Peki, bu durumda nasıl oluyor da, ülkemizden bir teknik direktör, özellikle Eyüpspor gibi, seyircisiz, stadı olmayan küçük bir kulüpten, Avrupa’nın saygın ve büyük kulüplerinden birine teknik adam olarak transfer olabiliyor? Bu soru, hem bana hem de bu teknik adamın ekibine yönelttiğim en sık sorulan sorulardan biri. Aldığım yanıt ise beni hiç şaşırtmadı ve şöyleydi:

· Zeka
· Disiplin
· Çalışma arzusunu ve motivasyonu
· Futbol bilgisi ve vizyonu

İLK MAÇINDA DA YANINDA OLDUĞUM

İstanbul Havalimanı’nın dış hatlar terminalinde, Arda Turan ile buluştuk. Onun ilk teknik direktörlük deneyiminde yanında bulunmuştum. Takımı ve onun performansını izlediğimde, “Biraz Terim, biraz Guardiola” şeklinde bir yorum yapmış ve bu yoruma birçok kişi tepki göstermişti.

– “Daha ilk maçı… Bu yorumu Arda Turan’ı sevdiğin ve ona hayranlık duyduğun için mi yaptın?”

Arda Turan’ı gerçekten seviyordum ve onun o büyük potansiyelini ilk gördüğümde de aynı düşüncedeydim. Üstelik, Süper Lig’deki ilk deneyimi sonrası Avrupa’dan teklif alan ve transfer olan kaç teknik adamımız var? Bırakın ilk deneyimi, şampiyon olup Avrupa’ya giden az sayıda teknik adamımız bulunuyor. Bu nedenle, onun ilk maçında yanında olmak ve ona destek vermek istedim.

‘EN ZORU DA ÇOCUKLAR’

Havalimanında, ailesi ve sevdikleriyle vedalaşırken, gözleri doldu. Çocuklarına ve eşine veda ettikten sonra, içtenlikle şunu söyledi:

– “En zoru da çocuklar…”
Gözleri yaşardı ve ekledi:
– “İnşallah onlar da yanıma gelir. Okulları var, eğitimleri önemli.”

– “Daha önce kulübe gittin mi, nasıl iletişim kurdun Shakhtar ile?”

– “Onlar gelip bizimle görüştü, anlaştık ve İstanbul’da resmi sözleşmeyi imzaladık.”

‘DARİJO, BU ADAM BİR HARİKA!’

Arda’ya ilk teklif, ocak ayında iletildi. Ancak bu teklifin özel bir yanı vardı; menajer aracılığıyla değil, tamamen Shakhtar’ın scout ekibinin önerisiyle gerçekleşmişti…

  • – “Okan abiye (Okan Can Yantır), lütfen ilgilen dedim. Sahaya ve takımıma olan odaklanmamı kaybetmek istemedim.”

Shakhtar’ın sportif direktörü Darijo Srna ve kulübün CEO’su Sergey Palkin, İstanbul’a geliyorlar. Srna anlatıyor:

  • – “Palkin’e ‘Arda’yı çok seveceksin’ dedim. Yanıtı ise, ‘Görelim bakalım’ oldu. Bir akşam yemeği yedik. Çıkışta bana çok önemli bir söz söyledi:

– “Darijo, bu adam gerçekten harika.”

İşin daha da ilginç yanı, Shakhtar bu görüşmelerdeki profesyonellikten o kadar memnun oluyor ki, Arda Turan ve ekibiyle birlikte Okan Can Yantır’ı kulübe danışman olarak transfer ediyor. Bu da, kulübün ve yönetimin ne kadar ciddi ve planlı olduğunu gösteriyor.

FUTBOLCULARIN İLK İZLENİMİ: KORKTULAR!

Slovenya’nın Ljubljana şehrinde, Arda Turan ve ben, uçakla Shakhtar’ın kamp yaptığı otele indik. Yetkililer bizleri karşıladı ve aynı araba ile kamp alanına doğru yola çıktık.

– “Heyecan nasıl?”
– “Çok büyük… Ama hava gerçekten çok sıcak. Sabahki antrenmanlar, oyuncuları oldukça zorlar. Bu nedenle saat 11.00’deki antrenmanı 10.00’a alıyoruz. Akşamki ise 18.00’e…”

İlk buluşma, oyuncularla gerçekleşti. Sportif direktör Darijo Srna, Turan ve ekibini tanıttıktan sonra, Ukrayna’da iki büyük kulüp önde. Shakhtar ve Dinamo Kiev. Srna, konuşmasını şöyle bitirdi:

  • – “Biliyor musunuz neden tatilde değil de kamptasınız? Çünkü biz şampiyon olamadık. Dinamo Kiev şampiyon oldu. Bir daha Dinamo’nun şampiyonluğunu görmek istemiyoruz.”

Toplantı sonrası, Srna’ya Arda’nın oyuncular üzerindeki ilk izlenimini sordum. Gülerek yanıt verdi:

  • – “Korktular… Muhtemelen çoğu, Arda Turan’ın belgeselini izlemiş. Skandal, skandal, skandal…”

Sonra ekledi:

  • – “O büyük bir oyuncuydu. Herkes onu tanıyor. Artık büyük bir liderimiz var ve onu sevecekler.”

ÇÜNKÜ O BİR DELİ, POZİTİF BİR DELİ AMA

Ertesi sabah, ilk toplantı ve tesis ziyareti gerçekleşti. Arda Turan ve ekibi, tesisleri detaylı inceledi. Ben de, sohbete başladım:

  • – “Neden Arda Turan?”
  • – “Neden olmasın ki?”
  • – “Avrupa ve Türkiye’de pek çok teknik adam var, neden Arda Turan?”
  • – “Çünkü o bir deli. Pozitif anlamda bir deli. Kaybetmeye tahammülü olmayan, kazanmayı hedefleyen bir lider. Onun başka bir havası var. Bizim şu anki teknik ekibimizde hem teknik adam, hem de lider olarak o öne çıkıyor. Sadece futbolcu izlemiyoruz, scout ekibimiz de izliyor. Arda’nın istatistiklerine, oyun tarzına bakarak, ona inandık ve planlarımızı ona göre şekillendirdik.”

Arda Turan ismi ne zaman gündeme geldi? Geçen yıl. O, sadece futbolcu değil, aynı zamanda üretken bir teknik adam olma yolunda da ilerliyor. Bakın, Fonseca’lar, Lucescu’lar… Buradan büyük takımlara giden birçok teknik adam yetişti. Arda da onlardan biri olacak gibi görünüyor.

MESAI 06.00’DA BAŞLAR

Kampa girdikten hemen sonra, ‘Arda Turan kuralları’ devreye girdi. İlk 5 gün, günde 2 idmanla başladı ve toplamda 6’ya çıktı. Günler geçtikçe, antrenmanlar daha sert ve zorlu hale geldi. Günlük çalışma süresi 2’şer saatten 6 saate çıktı. Futbolcular için yataktan kalkış saati ise sabah saat 06.00’dan başlıyor.

Özellikle, ilk günlerdeki heyecan ve motivasyon çok yüksekti. Arda Turan, futbolculuğundan bu yana tanıdığım, birçok başarı ve kupa kazanan o ünlü isim, şimdi yeni bir sayfa açmıştı.

– “Avrupa’da bir takımı çalıştırmak… Bu gerçekten sürpriz oldu mu?”
Gülümseyerek cevap verdi:
– “Eyüpspor’da göreve başlarken, ilk gün hedefimiz bu idi. ‘Avrupa’ya gideceğiz’ demiştim arkadaşlarıma. Bu hayalim ve hedefim hep vardı.”

UÇAKTAKİ BÜYÜK TESADÜF

Uçakta, büyük bir tesadüf eseri, Shakhtar’ın sol beki Yukhym Konoplya da yanımızdaydı. Takımda, hocayla tanışan ilk futbolcuydu. Birlikte oturup sohbet ettiler:

  • – “Ne konuştunuz hocam?”
  • – “Bana, ben de senin gibiyim hocam, dedi. Ben de sokak çocuğuyum.”

Otelde tekrar karşılaştığımda, Konoplya’ya sordum:

  • – “Ne diyorsun hocamız hakkında?”
  • – “King (Kral)…”
  • – Ve sonra, sağ işaret parmağıyla boğazını keser gibi yaptı, gülerek.

SRNA’NIN O GÜN SAHADA HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLAMIŞTI

Sohbet devam ederken, Arda Turan ortaya çıktı ve seslendi:

  • – “Bugün 20 Haziran… Hatırlıyor musun o günü?”
  • – “Tabii, 2008 Avrupa Şampiyonası. Türkiye-Hırvatistan maçı. son dakika golüyle beraberliği bulup, bizi elemeyi başardınız.”

Ben de hatırladım; Semih Şentürk’ün golüyle öne geçmiş, Rüştü Reçber’in kurtarışlarıyla maç uzamıştı. Penaltılar sonunda ise, Hırvatistan elenmişti. O gün, Srna sahada hüngür hüngür ağlamıştı.

‘FATİH HOCAM ‘SEN ŞANSLISIN’ DEDİ, BEŞİKTAŞ’I ÇEKTİ!

Shakhtar Donetsk, son derece kurumsal ve düzenli bir kulüptü. Teknik adam ve futbolcuların çalışmalarını destekleyen, en küçük ihtiyaç anında çözümler sunan profesyonel bir organizasyona sahipler. Yemekler, kulübün özel aşçısı tarafından hazırlanıyor ve menüler, kalori hesaplarıyla futbolculara sunuluyor. Arda Turan’ın telefonları Slovenya’dan da durmadı. Tebrik ve dilek mesajları yağıyordu; Atletico Madrid’den, Barcelona’dan, birçok ünlü isimden. En son, Cedi Osman’dan gelen mesaj, büyük anlam taşıyordu. Fatih Terim’in ise onun için ayrı bir değeri vardı. Terim, Avrupa Ligi kura çekimi öncesinde, “İyi kura çekersin, şanslısın” diyerek ona moral vermişti. Arda Turan ise, “Hocam öyle dedi ama biz Beşiktaş’ı çektik” diyerek, gülümsemekle yetindi. Bu hikâyeler, onun yeni macerasının başlangıcını gösteriyor ve büyük bir azimle yoluna devam ediyor.