40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
4.320,96%0,56
7.017,00%0,27
27.981,00%0,27
10.219,40%-0,06
ABD, İran ile İsrail arasındaki gerilimi tırmandıran ve bölgede yeni bir çatışma dalgasını tetikleyen “12 Gün Savaşı” sırasında, İran’ın başlıca üç önemli nükleer tesisine yönelik kapsamlı hava saldırıları düzenledi. Bu saldırıların, İran’ın nükleer programına ciddi zarar verip vermediği konusunda ABD içindeki tartışmalar halen devam etmektedir. ABD yetkilileri, operasyonların detaylarını paylaşmakla birlikte, nükleer altyapının tamamen devre dışı kalıp kalmadığı konusunda kesin bir kanıt sunmaktan kaçındı.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Ordu Genelkurmay Başkanı Dan Caine, cuma günü Pentagon’da gerçekleştirilen basın toplantısında operasyonlara dair önemli bilgiler verdi. Caine, sığınak delici bombaların yeraltında patlaması nedeniyle yeryüzünde krater izlerinin oluşmadığını belirtti. Uzmanlar ise, yüzeyde herhangi bir göçük veya hasar izinin olmamasının, yeraltı tesislerinin tamamen çökmüş olamayacağı anlamına geldiğini ifade etti.
Öte yandan, saldırıların ardından uydu görüntüleriyle tespit edilen Fordo Nükleer Tesisi, saldırı sonrası durumu gözler önüne seriyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, Pentagon’un hava saldırılarının ardından yaptığı değerlendirmeyi doğruladı ve saldırıların İran’ın nükleer altyapısına büyük ölçüde zarar verdiğini ancak tamamen yok etmediğini belirtti. Söz konusu değerlendirmede, ABD’nin saldırılarının İran’ın temel nükleer altyapısını ortadan kaldırmadığı, sadece birkaç aylık bir gecikmeye neden olduğu ifade edildi.
Öte yandan, Donald Trump yönetimi ise bu saldırıların İran’ın nükleer programını “tamamen ortadan kaldırdığını” iddia ederek, bu durumu kendi başarıları olarak lanse etmişti. Trump, saldırıların ardından yayınladığı mesajlarda, ABD basınını ve uzmanları yalanlamakla kalmayıp, İran’ın nükleer faaliyetlerini yeniden başlatamayacağını da iddia etmişti.
Grossi, CBS’e yaptığı açıklamada, “İran’ın nükleer altyapısında ciddi hasarlar meydana geldi, ancak tamamen yok edilmedi. Bu da İran’ın birkaç ay içinde tekrar santrifüjleri çalıştırıp uranyum zenginleştirmeye başlayabileceği anlamına geliyor,” ifadelerini kullandı. Grossi, saldırı sırasında tahrip olan zenginleştirilmiş uranyumun bir kısmının imha edildiğini, diğer kısmının ise taşındığını düşündüğünü ve bu konuda İran tarafından resmi açıklama yapılması gerektiğini vurguladı.
Uzmanlar, saldırıların ardından tahrip olan veya taşınmış olabilecek zenginleştirilmiş uranyum miktarını değerlendirmeye devam ediyor. Bu durum, İran’ın nükleer programını gizli tutmaya ve uluslararası denetimlerin dışına çıkmaya çalıştığını gösteriyor. İran’ın, bu gelişmeler ışığında, zenginleştirilmiş uranyum stoklarını gizlemeye ve faaliyetlerini yeniden başlatmak için zamana karşı yarışa girdiği düşünülüyor.
Ukrayna ve Rusya Arasındaki Güncel Askeri Gelişmeler