Liste Şok Etti: Hangi Masum Görünen Uygulamalar Aslında Hangi Bilgilerinizi Paylaşıyor? İşte Veri Canavarları!

Teknoloji Haberleri – Akıllı telefonlarımıza her gün onlarca uygulama indirip kullanıyoruz. Peki, bu uygulamaların hangilerinin, hangi kişisel verilerimizi topladığını ve daha da önemlisi kimlerle paylaştığını gerçekten biliyor muyuz? Uygulamaları indirirken genellikle göz ardı edilen gizlilik politikaları ve veri kullanım izinleri, aslında dijital ayak izimizin en önemli parçalarını oluşturuyor. Apple’ın App Store’undaki “Uygulama Gizliliği” bölümü, bu konuda şeffaflık sunan değerli bir kaynak. İşte bu raporlar üzerinden Nsoft adlı bir kuruluşun yaptığı ve PCMag tarafından aktarılan çarpıcı bir araştırma, en fazla veri toplayan ve paylaşan uygulamaları gözler önüne seriyor. Sonuçlar ise bir hayli şaşırtıcı!

Beklenmedik İsimler de Listede: Oyunlar ve Eğitim Uygulamaları Şaşırttı!

Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, genellikle zararsız veya eğlence amaçlı olarak görülen bazı popüler uygulamaların da önemli veri toplayıcılar arasında yer alması. Örneğin, milyonların severek oynadığı Candy Crush Saga ve Roblox gibi oyun uygulamaları listede bulunuyor. Bu iki oyun devi, topladıkları verileri büyük oranda kendi içlerinde tuttuklarını ve reklam kişiselleştirme gibi amaçlarla kullandıklarını belirtse de, veri toplama iştahları göz ardı edilecek gibi değil.

Daha da şaşırtıcı olan ise, dil öğrenme platformu Duolingo gibi bir eğitim uygulamasının da bu listede yer alması. Araştırmaya göre Duolingo, topladığı kullanıcı verilerinin yaklaşık yüzde 20’sini üçüncü taraflarla paylaşıyor. Bu durum, eğitim amaçlı bir uygulamanın bile ne kadar veri paylaşımında bulunabileceğini gösteriyor.

Hangi uygulama hangi bilgilerinizi paylaşıyor

Asıl "Veri Canavarları": Sosyal Medya Platformları Zirvede

Araştırma, beklendiği üzere sosyal medya uygulamalarının tam anlamıyla birer "veri canavarı" olduğunu bir kez daha teyit ediyor. Meta (eski adıyla Facebook) çatısı altında faaliyet gösteren Facebook, Instagram, Messenger ve Threads uygulamaları, topladıkları kullanıcı verilerinin ortalama yüzde 68,6’sını dış reklam şirketleri ve veri brokerları gibi üçüncü taraflarla paylaşıyor. Bu oran, kişisel verilerimizin ne kadar geniş bir ağa yayıldığının açık bir göstergesi.

TikTok, X (eski adıyla Twitter), LinkedIn ve Snapchat gibi diğer popüler sosyal medya platformları da benzer bir tablo çiziyor. Bu uygulamalar da kullanıcılarının büyük bir kısmını aktif olarak izliyor, davranışlarını analiz ediyor ve topladığı bu devasa veri yığınlarını hem temel işlevleri (örneğin, içerik önerileri) hem de hedefli reklamcılık için kullanıyor ve sıklıkla üçüncü taraflarla paylaşıyor.

Teknoloji Devleri de Veri Toplama Yarışında: Google, Amazon, PayPal ve Uber

Veri toplama ve paylaşma yarışı sadece sosyal medya uygulamalarıyla sınırlı değil. Teknoloji dünyasının dev isimleri de bu konuda oldukça iştahlı. E-ticaret devi Amazon, kullanıcı verilerinin görece küçük bir kısmını dış şirketlerle paylaşsa da, alışveriş deneyimini kişiselleştirmek ve kullanıcı davranışlarını analiz etmek amacıyla son derece kapsamlı veriler topluyor. Video platformu YouTube (Google'a ait) ise topladığı verilerin ortalama yüzde 31,4’ünü dış şirketlerle paylaşıyor ve yüzde 34,3’ünü ise doğrudan reklam hedefleme için kullanıyor.

Google’ın kendi adını taşıyan Google (Arama), Google Maps, Google Pay ve Gmail gibi diğer popüler uygulamaları da listede üst sıralarda yer alıyor. Araştırmaya göre, bu uygulamalardan Gmail hariç hepsi, kullanıcı verilerini aktif olarak üçüncü taraflarla paylaşıyor. Ödeme sistemi devi PayPal ise, "diğer" olarak adlandırılan bir kategori altında topladığı (konumdan fotoğraflara, cihaz kimliğinden arama geçmişine kadar uzanan) çok sayıda ve çeşitli veri türüyle listenin yedinci sırasında bulunuyor.

Bazı uygulamaların veri toplaması işlevsellikleri gereği daha anlaşılır olabiliyor. Örneğin, Uber ve Uber Eats gibi ulaşım ve yemek siparişi hizmetlerinin konum bilgisine erişmesi doğal karşılanıyor. Ancak araştırmada, benzer bir hizmet sunan Lyft gibi uygulamaların bu "en çok veri paylaşanlar" listesinde yer almaması dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu durumun Uber’in kullanıcıların fiziksel konumuna kadar çok daha detaylı ve sürekli bilgi toplamasından kaynaklanabileceğini belirtiyor.

Kullanıcılar Ne Yapmalı? Veri Gizliliği İçin İpuçları

Peki, bu veri toplama ve paylaşma çılgınlığı karşısında kullanıcılar olarak ne yapabiliriz? İşte dijital gizliliğinizi korumak için bazı önemli adımlar:

  1. Gizlilik Politikaları'nı Okuyun: Bir uygulamayı indirmeden önce mutlaka gizlilik politikasını ve hangi verilere erişim izni istediğini inceleyin.
  2. Apple "Uygulama Gizliliği" Raporlarını Kullanın: App Store'daki bu bölüm, uygulamanın hangi tür verileri topladığını ve bunları nasıl kullandığını özetler.
  3. İzinleri Kısıtlayın: Uygulamalara sadece çalışmaları için gerçekten gerekli olan minimum izinleri verin. Konum, mikrofon, kamera gibi hassas izinleri "yalnızca uygulamayı kullanırken" olarak ayarlayın veya gereksizse tamamen kapatın.
  4. Tarayıcı Tabanlı Sürümleri Değerlendirin: Uzmanlar, özellikle veri toplama potansiyeli yüksek bazı uygulamaların (örneğin, Uber gibi konum bazlı servisler) mobil uygulamaları yerine, mümkünse tarayıcı tabanlı web sürümlerinin kullanılmasını öneriyor. Bu, uygulamanın cihazınızdaki diğer verilere erişimini kısıtlayabilir.
  5. Düzenli Kontrol: Telefonunuzdaki uygulamaların izin ayarlarını periyodik olarak gözden geçirin ve artık kullanmadığınız uygulamaları silin.

Son Olarak

Dijital çağda kullandığımız her uygulama, arkasında bir veri izi bırakıyor. Nsoft'un (veya benzeri kuruluşların yaptığı) bu tür araştırmalar, hangi uygulamaların hangi bilgilerinizi paylaştığı konusunda farkındalık yaratması açısından büyük önem taşıyor. Kişisel veri güvenliği ve bilinçli uygulama kullanımı, dijital mahremiyetimizi korumanın en temel adımlarıdır. Unutmayın, verileriniz değerlidir ve onları kiminle paylaştığınızı bilmek en doğal hakkınızdır.