İsrail’in Gazze’ye Geniş Çaplı Kara Harekatı: Güney Bölgesi Hedefte
İsrail, Gazze’ye kara harekatı başlattı, 1.5 milyonluk güney bölgesi tahliye ediliyor. Son gelişmeler ve detaylar muhtarabi.com’da!
Gazze’de Yeni Bir Çatışma Dalgası
18 Mayıs 2025’te İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne yönelik geniş çaplı bir kara harekatı başlattığını duyurdu. Operasyon, aktif görevdeki askerlerin yanı sıra son dönemde göreve çağrılan yedek askerleri de kapsıyor. Harekat, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’de ateşkese hazır olduklarını belirttiği açıklamasından sadece saatler sonra başladı, bu da çelişkili mesajlar olarak yorumlandı. İsrail ordusu, özellikle Gazze’nin güney ve orta kesimlerinde yer alan Han Yunus ve Deyr el-Belah kentlerindeki yedi bölge ve mahallede yaşayan 1.5 milyondan fazla sivile “derhal tahliye” emri verdi. Bu bölgeler, zaten yoğun nüfuslu ve savaş nedeniyle yerinden edilmiş kişilerin sığındığı alanlar olarak biliniyor. Bu yazıda, harekatın detaylarını, tahliye emirlerinin etkilerini, insani krizi ve uluslararası tepkileri ele alıyoruz.
Kara Harekatı ve Tahliye Emirleri: Detaylar
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), 18 Mayıs 2025 Pazar günü sabah saatlerinde Gazze Şeridi’nde “kapsamlı kara operasyonlarına” başladığını açıkladı. X platformunda @FahrettinAltay_ ve @ntv gibi kaynaklar, operasyonun kuzey, orta ve güney Gazze’yi hedef aldığını, tankların ve zırhlı birliklerin bölgeye giriş yaptığını bildirdi. IDF, harekatın amacını “Hamas’ın askeri altyapısını yok etmek ve rehineleri kurtarmak” olarak tanımladı, ancak operasyonun kapsamı ve hedefleri hakkında sınırlı bilgi verdi. Operasyona, düzenli ordu birliklerinin yanı sıra son haftalarda mobilize edilen yedek askerler de katılıyor, bu da operasyonun büyük ölçekli olduğunu gösteriyor.
Aynı gün, IDF sözcüsü Avichay Adraee, Gazze’nin güneyindeki Han Yunus ve orta kesimdeki Deyr el-Belah sakinlerine yönelik tahliye emirleri yayımladı. Sosyal medyada paylaşılan bildirilerde, sivillerden “güvenlikleri için” derhal Al-Mawasi’deki sözde insani bölgeye ya da diğer güney alanlarına gitmeleri istendi. Ancak, Al-Mawasi’nin daha önce İsrail tarafından “güvenli bölge” olarak ilan edilmesine rağmen hava saldırılarında hedef alındığı biliniyor. Tahliye emirleri, yaklaşık 1.5 milyon kişinin yaşadığı yedi bölgeyi kapsıyor; bu kişiler arasında savaş nedeniyle kuzeyden güneye kaçmış yerinden edilmiş Filistinliler de bulunuyor. BM’ye göre, Gazze’nin güneyindeki altyapı, bu kadar büyük bir nüfusu barındırmaktan yoksun ve tahliye yolları savaş nedeniyle güvenli değil.
Çelişkili Mesajlar: Ateşkes ve Saldırı
Harekatın, Netanyahu’nun “ateşkese hazırız” açıklamasından saatler sonra başlaması, hem Filistin hem de uluslararası toplumda kafa karışıklığına yol açtı. Netanyahu’nun açıklaması, ABD Başkanı Donald Trump’ın bölge ziyareti ve Hamas’ın bir rehineyi serbest bırakması sonrası gelmişti. Ancak, İsrail’in ateşkesi müzakere etmek yerine askeri operasyonu yoğunlaştırması, Hamas’ın “İsrail’in samimiyetsiz olduğu” yönündeki iddialarını güçlendirdi. Hamas, X’te yaptığı açıklamada, operasyonu “Ocak 2025 ateşkes anlaşmasının yeni ve tehlikeli bir ihlali” olarak nitelendirdi. Bu durum, Katar ve Mısır’ın arabuluculuğundaki müzakerelerin yeniden çökme riskini artırıyor.
İnsani Kriz: Tahliye ve Güvenlik Sorunları
Gazze’nin güneyindeki 1.5 milyonluk nüfus, zaten savaşın başından beri defalarca yerinden edildi. BM’ye göre, Gazze Şeridi’nin %90’ı (2.3 milyon kişinin yaklaşık 2 milyonu) savaş boyunca en az bir kez yer değiştirdi. Han Yunus ve Deyr el-Belah, kuzeyden kaçanların sığındığı bölgeler olarak aşırı kalabalık ve altyapısı çökmüş durumda. Tahliye emirleri, siviller arasında panik yarattı; aileler, eşyalarını toplayarak yaya, eşek arabaları veya araçlarla tahliye yollarına yöneldi. Ancak, geçmişte tahliye konvoylarının İsrail hava saldırılarında vurulduğu rapor edildi; örneğin, Ekim 2023’te 70 kişi, çoğunlukla kadın ve çocuk, tahliye yolunda öldürülmüştü.
Al-Mawasi’ye yönlendirilen siviller, bu bölgenin “güvenli” olmadığını belirtiyor. BBC’ye göre, Al-Mawasi dar bir tarım arazisi olup, su, gıda ve barınak eksikliğiyle karşı karşıya; ayrıca burası da defalarca bombalandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastanelerin tahliye edilemez durumda olduğunu, yoğun bakım ünitelerindeki hastaların taşınmasının “ölüm cezasına eşdeğer” olduğunu belirtti. Gazze Sağlık Bakanlığı, 18 Mayıs’ta başlayan hava saldırılarında en az 100 kişinin öldüğünü, yüzlerce kişinin yaralandığını bildirdi, ancak tam rakamlar doğrulanamadı.
İsrail’in Mart 2025’ten beri Gazze’ye yardım girişini engellediği, gıda, yakıt ve tıbbi malzeme kıtlığının “felaket seviyesinde” olduğu rapor edildi. BM, Gazze’de 2.1 milyon kişinin kıtlık riski altında olduğunu ve “bir neslin kalıcı olarak zarar görebileceğini” uyardı. Amnesty International, tahliye emirlerini “zorla yerinden etme” ve uluslararası hukukun ihlali olarak kınadı, bu tür eylemlerin “insanlığa karşı suç” teşkil edebileceğini belirtti.
Tarihi Bağlam: Gazze Savaşı ve Öncesi
İsrail-Gazze çatışması, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e düzenlediği ve 1.200 kişinin öldüğü, 251 kişinin rehin alındığı saldırıyla yeni bir boyut kazandı. İsrail, buna karşılık “Demir Kılıç Operasyonu” başlatarak Gazze’yi yoğun bombardımana tuttu ve 27 Ekim 2023’te kara işgali başlattı. Hamas’ın yönettiği Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, o tarihten bu yana 50.000’den fazla Filistinli öldü, 70%’i kadın ve çocuk, binlercesi enkaz altında kayıp. İsrail, 62 km²’lik bir tampon bölge oluşturarak Gazze’nin %17’sini kontrol altına aldı ve “Philadelphi Koridoru” ile “Netzarim Koridoru” gibi stratejik alanları ele geçirdi.
Ocak 2025’te varılan ateşkes, rehine-tutuklu takası ve sınırlı bir sükûnet sağladı, ancak kalıcı bir çözüm getirmedi. Mart 2025’te İsrail’in yeniden hava ve kara operasyonlarına başlaması, ateşkesi fiilen sona erdirdi. Netanyahu’nun “Morag Ekseni” gibi yeni güvenlik koridorları oluşturma planı, Filistinliler arasında “ikinci Nakba” korkusunu artırıyor; bu, 1948’de 750.000 Filistinlinin zorla yerinden edildiği tarihi olayla kıyaslanıyor.
Uluslararası ve Bölgesel Tepkiler
Uluslararası toplum, harekat ve tahliye emirlerine sert tepki gösterdi. BM Genel Sekreteri António Guterres, “Gazze’deki insani durumun dayanılmaz olduğunu” ve acil ateşkes gerektiğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail’in eylemlerini “utanç verici” olarak nitelendirdi; Netanyahu ise Macron’u “Hamas’ı desteklemekle” suçladı. Katar ve Mısır, arabuluculuk çabalarının sekteye uğradığını belirtirken, Ürdün Kralı Abdullah, “bölgesel savaş” riskine dikkat çekti.
İsrail içinde ise tepkiler karışık. Rehine aileleri, Netanyahu’yu “rehineleri terk etmekle” suçlayarak protestolar düzenledi; 67 eski rehine, “kalıcı ateşkes” için mektup yayımladı. Ancak, aşırı sağcı milletvekilleri, operasyonu “Hamas’ı yok etme fırsatı” olarak savundu. Eski Başbakan Ehud Olmert, BBC’ye verdiği demeçte, “İsraillilerin çoğu savaşın genişlemesine karşı, ordu komutanları bile bunu istemiyor,” diyerek Netanyahu’yu eleştirdi. X’te, @CahitTuz gibi kullanıcılar, İsrail ordusundaki bazı askerlerin operasyona katılmayı reddedebileceğini iddia etti, ancak bu doğrulanmadı.
Son Olarak
İsrail’in 18 Mayıs 2025’te Gazze’ye başlattığı geniş çaplı kara harekatı, özellikle 1.5 milyon kişinin yaşadığı güney bölgelerdeki tahliye emirleriyle yeni bir insani krizi tetikledi. Han Yunus ve Deyr el-Belah’taki siviller, güvenli olmayan yollarla tahliyeye zorlanırken, Gazze’deki kıtlık ve altyapı çöküşü felaket boyutuna ulaştı. Netanyahu’nun ateşkesten bahsederken operasyonu başlatması, güvenilirlik tartışmalarını alevlendirdi. Uluslararası toplumun tepkileri ve İsrail içindeki bölünmeler, çatışmanın çözümsüzlüğünü gözler önüne seriyor. Gazze’deki son gelişmeleri muhtarabi.com üzerinden takip edebilirsiniz. Sizce bu harekat, bölgedeki krizi nasıl etkileyecek? Yorumlarınızı bizimle paylaşın!